Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/9442 Esas 2018/10249 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9442
Karar No: 2018/10249
Karar Tarihi: 05.11.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/9442 Esas 2018/10249 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, Kombi Tatil Kenti Devremülk Sözleşmesi kapsamında satın aldığı 17 adet devremülkün davalılar tarafından teslim edilmediğini ve bunun sonucunda da yasal faiziyle birlikte 125.000 TL tazminat talep etmektedir. Davanın reddine karar veren mahkeme, davalı Belediye'nin sorumlu tutulduğu emsal bozma kararlarına atıfta bulunan Dairemizin bu konudaki emsal bozma kararına göre, davacının ödemelerini kanıtlaması gerektiğini belirtmiştir. Bu tür davalarda, ödeme belgelerinin delil niteliğinde olduğu ve borcun tamamının ödenmesi durumunda alacaklıya senet verme hakkı doğduğu da belirtilmiştir. Davacının sunmuş olduğu tahsilat makbuzunun sahte olduğuna dair davalılar tarafından herhangi bir kanıt sunulmadığından, ödemenin geçerliliği kabul edilmiştir. Bu nedenle mahkeme kararı, yanılgılı değerlendirme nedeniyle bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 87. (TBK m. 103) maddesi ve 104. maddesi belirtilmiştir.
13. Hukuk Dairesi         2017/9442 E.  ,  2018/10249 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, Kombi Tatil Kenti Devremülk Sözleşmesi ile davalı belediyenin öncülüğü ve davalı şirketin katılımı ile yapılan devremülklerden 7 adet A grubu, 5 adet B grubu ve 5 adet C grubu devremülk satın aldığını, bu devremülklerin tam daireyi oluşturduğunu, devremülkleri peşin olarak aldığını, ancak davalının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini, yapması gerekenleri de yapmadığını, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, devremülkün teslim edilmediğini ileri sürerek, 17 adet devremülkün rayiç değeri 125.000,00-TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, devremülk satışının ifasının imkansız olması nedeniyle uğranılan zararın tazminine yöneliktir. Dairemizin emsal bozma kararlarında belirtildiği üzere devremülk satışı nedeniyle davalı Belediye Yargıtay HGK kararı ile sorumlu tutulduğundan davacının, davalıya yaptığı ödemeleri yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Bu tür davalarda ödeme belgelerinin delil olarak önemi izahtan varestedir. Ödemenin nasıl yapılacağı 818 sayılı BK"nun 87. (TBK m. 103) maddesinde gösterilmiştir. Yasa gereğince borcu ödeyen bir makbuz veya borcun tamamı ödenmişse buna ilişkin senedi geri isteme hakkına sahiptir. Borcun tamamı ödenmemiş veya borç senedi alacaklıya başkaca haklar da vermekte ise borçlu, ancak makbuz verilmesini ve ödemenin borç senedine işlenmesini isteyebilir. Bu hükme göre borcunu ödeyen borçlunun makbuz alması ve dönemsel ödemelerin kayıtlara işlenmesi gerekir. Usulüne uygun düzenlenmiş makbuz alacaklı veya temsilcisi tarafından imzalanan ve borçluya verilmesi bir yükümlülük olan, borcun ödendiğinin delilini teşkil eden borçlunun en sağlam ifa kanıtıdır. Senet iadesi ise makbuza göre daha zayıf bir delil olup borcun ödendiğine karine oluşturur. (TBK 103 ve 104. maddeler) Bu ödemenin aksi her zaman ispatlanabilir.
    Somut olayda, davacının davalılara yaptığı ödemeye ilişkin dosyaya sunduğu tahsilat makbuzu aslı vardır. Mahkemece, her ne kadar ödeme belgesi olarak sunulan bu belgenin her zaman düzenlenebilecek belgelerden olduğu değerlendirilerek, davanın reddine karar verilmiş ise de anılan belgenin sahteliği davalı tarafça kanıtlanmadığına göre, artık geçerliliğinin kabulü gerekir. O halde, mahkemece, açıklanan husus göz önünde bulundurularak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.