Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3498
Karar No: 2018/2688
Karar Tarihi: 04.06.2018

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2017/3498 Esas 2018/2688 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2017/3498 E.  ,  2018/2688 K.

    "İçtihat Metni"

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs suçundan İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.12.2006 tarihli ve 2006/383 esas, 2006/306 sayılı kararı ile müebbet hapis cezasına hükümlü ... hakkında; Rize Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli müddetnameye yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/05/2013 tarihli 2013/230 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2015 tarihli ve 2015/354 değişik iş sayılı kararı ile hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesi uyarınca 10/07/2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ilişkin Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 25/05/2013 tarihli ve 2013/713 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
    Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs suçundan İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/12/2006 tarihli ve 2006/383 esas, 2006/306 sayılı kararı ile müebbet hapis cezasına hükümlü ... hakkında Rize Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28/07/2011 tarihli müddetnameye yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/05/2013 tarihli ve 2013/230 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2015 tarihli ve 2015/354 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
    3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun geçici 4. maddesinde yer alan “08/04/1991 tarihine kadar; b) Türk Ceza Kanununun 125, (...) 403, 404/1, 405, 406, 407, 414, 416/ilk ve 418. maddelerine giren suçları işleyenler, c) Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının "Devlet İdaresi Aleyhinde İşlenen Cürümler" başlıklı üçüncü babında yer alan hükümlere aykırı hareket edenler ile Bankalar Kanununa aykırı hareketle bankalardan haksız ve usulsüz para alanlar, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Kanun hükümlerine muhalefet ederek menfaat temin edenler; usulsüz, yolsuz ve gerçek dışı işlemlerle ihracat, ithalat ve yatırım teşvikleri suretiyle vergi iadesi, prim, kredi, faiz farkı ve benzeri adlarla kamu kaynaklarından haksız menfaat temin edenler, yukarıda belirtildiği şekilde haksız, usulsüz ve yolsuz olarak sağladıkları menfaat karşılıkları ve bunların fer"ilerini zamanaşımına bakılmaksızın ödemedikleri takdirde, d) Askeri Ceza Kanununun 55, 56, 57, 58 ve 59. maddelerine giren suçları işleyenler hakkında bu Kanunun geçici 1. maddesi hükümleri uygulanmaz. Ancak, bu maddede sayılan suçlar dolayısı ile verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu hükümlüler hakkında; ölüm cezasına hüküm giyenler 20 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 15 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin 1/3"ünü; çektikleri takdirde iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve talepleri olmaksızın şartla salıverilirler. Bu sürelerin tayininde hükümlünün tutuklu kaldığı süreler de, hesaba katılır. Bu hükümlüler hakkında 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun ek 2. maddesindeki indirim hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19. maddesinde yer alan “Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 25 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 20 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin ½"ni; çekmiş olup da Tüzüğe göre iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde, talepleri olmasa dahi şartla salıverilirler.” şeklindeki mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, hükümlünün 16/03/1991 tarihinde işlediği devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs suçunun infazı hususunda 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesinin hükümlünün lehine olduğu gözetilerek, müddetnamenin anılan Kanunun geçici 4. maddesi uyarınca düzenlenmesi gerektiğinden bahisle itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 21/06/2016 gün ve 94660652-105-35-9895-2015-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.10.2015 tarih ve 2015/331459 ve 02.09.2016 tarihli ve 2016/305971 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderildiği;
    Dairemizin 13/02/2017 tarihli, 2016/4908 esas, 2017/361 karar sayılı kararı ile;
    “İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 1991/93 hazırlık, 1991/53 esas ve 1991/40 iddianame numaralı iddianamesi ile sanıkhükümlü hakkında TCK"nun 125. maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davasının açıldığı, suç tarihinin 15-24 Nisan 1991 ve öncesi olarak belirtildiği; iddianamede PKK örgüt üyeliğinin temadi eden bir suç olduğu, suçun temadinin sona erdiği yani örgüt üyesi olan sanıkların, yakalandıkları anda suç işlenmiş sayılacağından 3713 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yakalanan sanıklar hakkında, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesinin uygulanmasının talep edildiği, hükümlü ile birlikte......, ... hakkında fiillerine uyan TCK"nun 125. maddesi uyarınca cezalandırılması;................hakkında TCK"nun 168. maddesi, ... hakkında TCK"nun 164 ve 169. maddeleri,............,...... hakkında TCK"nun 169. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemi ile dava açıldığı;
    Dosya içerisindeki belgeler,iddianame ve mahkeme kararından anlaşıldığı üzere hükümlünün 15.04.1991 tarihinde yakalandığı ve gözaltına alındığı, 30.04.1991 tarihinde tutuklandığı;
    İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin 28.09.1993 tarihli 1991/83 esas ve 1993/143 karar sayılı ilamı ile ..."ın; örgütün askeri kanadında yer aldığı, ..., ... ile birlikte 16.03.1991 tarihinde bekçi .... ve sivil vatandaş..."ın öldürülmesi, ..."ın ise hayati tehlike geçirecek şekilde yaralayarak öldürülmeye teşebbüs edilmesi eylemlerine fiilen katıldığından eylemlerinin işlenme şekli, ağırlığı, örgütsel bağlılığı, ülke genelindeki organik bütünlüğü, toplumdaki etkinliği, amaç suçun icrai hareketi olarak belirginleşmiş, maddedeki sonucu elde etmeye uygun ve elverişli bulunduğu kabul edilerek TCK"nun 125. maddesi uyarınca idam cezası ile cezalandırılmasına, duruşmalarda mahkemeye karşı olan hal ve hareketleri ile vermiş olduğu dilekçeler dikkate alınarak TCK"nun 59. maddesinin hakkında uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği;
    Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 1994/7861 esas 1995/71 karar sayılı 18.01.1995 tarihli kararı ile ... hakkında kurulan hükmün; doğum kayıtlarındaki nüfus müdürlüğü mühürleri okunaksız olduğundan, kimliğine ilişkin tüm bilgilerin duraksamaya mahal vermeyecek bir şekilde ayrıntılı olarak kısa karara dercedilmemesi suretiyle eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi nedeni ile bozulmasına karar verildiği;
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1995/67 esas ve 1995/251 karar sayılı 01.12.1995 tarihli ilamı ile üzerine, atılı eylemler nedeni ile yapılan yargılama sonucunda 16.03.1991 tarihinde meydana gelen eyleminin işlenme şekli, ağırlığı, örgütsel bağlılığı, ülke genelindeki organik bütünlüğü, toplumdaki etkisi nazara alınarak TCK"nun 125. maddesindeki amaç suçun icrai hareketi olarak belirginleşmiş, maddedeki sonucu elde etmeye uygun ve elverişli bulunduğu kabul edilerek TCK"nun 125, 59, 33. maddeleri uyarınca müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK"nun 43. maddesine yönelik işlemlerin Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilmesine karar verildiği;
    Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 1997/928 esas 1997/4645 karar sayılı 10.07.1997 tarihli kararı ile ... hakkında verilen ilamın onandığı;
    13.06.2005 tarihinde hükümlünün 5237 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi nedeni ile hakkında lehe olan hükümlerin uygulanmasını ve infazın durdurulmasını talep ettiği İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ek kararı ile 1991/83 esas ve 1993/143 karar sayılı dosya üzerinden re"sen yapılan inceleme sonucunda TCK"nun 125. maddesi ile yeni TCK"nun 302 ve 309. maddeleri karşılaştırıldığında eski kanunun lehe olduğu, yeni kanun ile ağır hapis cezası kaldırıldığından ve infaz kanununda ağır hapis cezası düzenlenmediğinden ağır hapis cezasının hapis cezasına dönüştürülerek hükümlünün cezasının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olarak uyarlanması gerektiğinden hükümlü ..."ın, TCK"nun 302/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında TCK"nun 62. maddesinin uygulanarak müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın re"sen temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderildiği;
    Temyiz incelemesi sonucunda;Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2006/770 esas, 2006/2448 karar sayılı, 27.04.2006 tarihli ilamı ile 765 sayılı Kanunun lehe olduğunun kabul edilmesi nedeni ile 5252 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca hükümlü hakkında tayin olunan müebbet ağır hapis cezalarının müebbet hapis cezasına dönüştürülmesi ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden 5252 sayılı Kanunun 9. maddesine aykırı olarak hüküm tesis edilmesi nedeni ile kararın bozulduğu;
    İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi 2006/383 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda eski kanunun sanık lehine olduğu kabul edilerek 1991/83 esas nolu dosyada verilen kararın değiştirilmesine ve yeniden uyarlanmasına yer olmadığına önceki hükümde yer alan ağır hapis ibarelerinin hapis olarak değiştirilmesine karar verildiği;
    Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28.06.2007 tarihli, 2007/2775 esas ve 2007/5692 karar sayılı ilamı ile onama kararı verildiği;
    Hükümlünün infaz dosyaları incelendiğinde; dilekçeleri ile suç tarihinin yakalanma tarihi olmadığı, eylem tarihi dikkate alınarak müddetnamesinin düzenlenmesi gerektiği hususunda itirazlarda bulunduğu ve İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2005 tarihli, 2005/1723 değişik iş sayılı kararı ile suç tarihinin 15-24 Nisan 1991, gözaltına alındığı tarihin 15.04.1991 olduğu, 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesinin 09.04.1991 tarihine kadar olan suçları kapsadığından talebin reddine dair karar verdiği, hükümlünün bu karara karşı yapmış olduğu itiraz üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/141 esas sayılı 29.05.2006 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verdiği;
    Dosya içerisinde yer alan müddetnameler incelendiğinde; Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 1997/1429 ilamat numaralı müddetnamesinde bihakkın tahliye tarihinin 10.07.2027, şartlı tahliye tarihinin 10.07.2021 tarihi olduğu, 3713 sayılı Kanuna göre 30 yıl ibaresinin yazılı olduğu;
    Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 1998/7-1735 ilamat numaralı 11.12.1998 tarihli müddetnamesinde bihakkın tahliye tarihinin 10.07.2027, şartlı tahliye tarihinin ise 10.07.2021 olduğu;
    Midyat Cumhuriyet Başsavcılığının 12.03.2010 tarihli müddetnamesinde 2010/132 dosya nolu müddetnamesinde, suç tarihinin 15.04.1991, şartlı tahliye tarihinin 10.07.2021, bihakkın tahliye tarihinin ise 10.07.2027, infaz türünün 3713 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca müebbet olarak düzenlendiği;
    Rize Cumhuriyet Başsavcılığının 28.07.2011 tarihli 2011/7-864 ilamat nolu müddetnamesinde, suç tarihinin 15.04.1991, şartlı tahliye tarihinin 10.07.2021, bihakkın tahliye tarihinin ise 10.07.2027, mahkumiyet müddetinin müebbet olarak düzenlendiği;
    Hükümlünün 25.03.2013 tarihli dilekçesi ile Rize Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlemiş olduğu müddetnameye; 16.03.1991 tarihinde gerçekleştirdiği eylemi nedeni ile cezalandırıldığını, bu tarihte 3713 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığını, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yakalandığını, emsal olarak sunmuş olduğu dosyalar kapsamında suç tarihine göre müddetnamesinin düzenlenmesi gerektiği gerekçesi ile itirazda bulunduğu;
    İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/230 değişik iş sayılı 24.05.2013 tarihli kararı ile hükümlünün itirazının kabul edilerek 765 sayılı Kanunun 125. maddesi uyarınca esas alınması gereken suç tarihinin 16.03.1991 tarihi olduğu, bu tarihte 647 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu, aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca hükümlünün şartla tahliye tarihinin gözaltına alındığı tarih olan 15.04.1991 tarihinden itibaren 15.04.2011 tarihinde dolduğu göz önüne alınarak müddetnamenin iptaline karar verildiği;
    Bu kapsamda müddetnamenin yeniden düzenlendiği, Rize Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/7-864 ilamat sayılı müddetnamesi ile hükümlünün bihakkın tahliye tarihinin 11.07.2027 olduğu, 647 sayılı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca tahliye tarihinin 10.07.2011 tarihi olduğu;
    Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/713 değişik iş sayılı, 25.05.2013 tarihli kararı ile hükümlünün 10.07.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere koşullu salıverilmesine karar verildiği;
    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 17.03.2015 tarihli yazısı ile İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli 2013/230 değişik iş numaralı kararına amaç suçun gerçekleşmesine temel teşkil eden örgüt üyeliği suçunun temadi eden bir suç olması nedeni ile hükümlünün 15.04.1991 tarihinde yakalandığı nazara alınarak suç tarihinin 15.04.1991 tarihi olarak tespiti ile hakkında 3713 sayılı Kanuna göre infazın yapılmasına karar verilmesi talebi ile birlikte itirazda bulunulduğu, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/324 değişik iş sayılı 21.04.2015 tarihli kararı ile talebin reddedildiği, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/534 değişik iş sayılı kararı ile Cumhuriyet Başsavcılığının yapmış olduğu itirazın reddine karar verildiği, anlaşılmakla;
    Hükümlünün, 16.03.1991 tarihindeki eyleme, 20-21 Mart 1991 tarihinde yapılan eylemlere katıldığı, 15.04.1991 tarihinde hücre evi olduğu belirtilen evde yakalandığı, bu kapsamda matufiyet arz eden vahim eylemin, 16.03.1991 tarihinde gerçekleştiği, kesinleşen ilamlarda da 16.03.1991 tarihinde gerçekleşen olayın matuf ve vahim eylem olarak değerlendirilmiş olduğu anlaşılmakla, suç tarihinin 16.03.1991 tarihi olarak kabul edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
    İnfaz rejimine ilişkin hükümler niteliği itibariyle derhal uygulanması gereken hükümlerden olmakla birlikte, 5237 sayılı TCK"nun 7/3. maddesi gereğince, hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili infaz hükümlerinden, suç ve infaz tarihinde yürürlükte bulunan normlardan hükümlü lehine olanı belirlenip uygulanması gerekmektedir. Hükümlü hakkında;
    647 sayılı Kanun kapsamında müddetname tanzim edildiği anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözümü için suç tarihinde yürürlükte bulunan ve daha sonra yürürlüğe giren 765 sayılı TCK"nun 2/2 ve 5237 sayılı TCK"nun 7/3. maddeleri gereğince lehe olan infaz kanunun belirlenmesi gereklidir. Bu kapsamda yasal düzenlemeler incelendiğinde;
    1- 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19. maddesinde; "Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 25 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 20 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin ½"ni; çekmiş olup da Tüzüğe göre iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde, talepleri olmasa dahi şahsi şartla salıverilirler."
    Ek 2. maddesinde ise "Hükümlülerin yarı açık veya açık cezaevlerine seçilmelerine karar verme işlemi, Adalet Bakanlığınca her yılın ocak ayı içerisinde tespit edilerek, Cumhuriyet savcılıklarına bildirilen şartla salıverilme tarihine göre yapılır. Bakanlıkça bildirilen bu tarih aşılmamak ve kapalı kurumlarda çalışanlara öncelik tanınmak kaydıyla; 9, 10 ve 11. maddeler gereğince tabi tutulacakları müşahadeleri sonucu yarı açık veya açık müesseselere naklolunan hükümlülerin; anılan müesseselerde kaldıkları her ay için 6 gün, 19. maddenin 1, 2 ve 3. fıkralarına göre tespit edilecek şartla salıverilme tarihlerinden indirilmek suretiyle şartla salıverilme işlemi yapılır."
    2- 3713 sayılı Kanunun 17. maddesinde "Bu Kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanlardan, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ölüm cezalarının yerine getirilmemesine karar verilenler 36 yıllarını, müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 30 yıllarını, diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin 3/4"ünü çekmiş olup da iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde talepleri olmaksızın şartla salıverilirler.
    Bunlardan, tutuklu veya hükümlü iken firar edenler veya firara teşebbüs suçundan veya cezaevi idaresine karşı ayaklanma suçundan mahkum edilmiş bulunanlar ile disiplin cezası olarak üç defa hücre hapsi cezası almış olanlar, bu disiplin cezaları kaldırılmış olsa bile şartla salıverilmeden yararlanamazlar.
    Bu Kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanlar, hükümlerinin kesinleşme tarihinden sonra bu Kanunun kapsamına giren bir suçu işlemeleri halinde, şartla salıverilmeden yararlanamazlar.
    Bu hükümlüler hakkında, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19. maddesinin bir ve ikinci fıkraları ile ek 2. maddesi hükümleri uygulanmaz."
    Geçici 1. maddesinde; "1-8/4/1991 tarihine kadar işlenen suçlar sebebiyle;
    a) Verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu durumda olanlar 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19. maddesi hükmüne göre çekmeleri gereken cezalarının on yılını,
    b) Müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanlar çekmeleri gereken cezalarının sekiz yılını,
    c) Diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin beşte birini,
    Çektikleri takdirde iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve talepleri olmaksızın şartla salıverilirler.
    Bu sürelerin tayininde hükümlünün tutuklu kaldığı süreler de hesaba katılır.
    Bu hükümlüler hakkında 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun ek 2. maddesindeki indirim hükümleri uygulanmaz.
    Geçici 4. maddesinde 08.04.1991 tarihine kadar;
    a) (İptal: Ana. Mah. 19/7/1991 tarih ve E: 1991/15,K: 1991/22 sayılı Karar ile)
    b) Türk Ceza Kanununun 125, (...) (2) 403, 404/1, 405, 406, 407, 414, 416/ilk ve 418. maddelerine giren suçları işleyenler,
    c) Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının "Devlet İdaresi Aleyhinde İşlenen Cürümler" başlıklı üçüncü babında yer alan hükümlere aykırı hareket edenler ile Bankalar Kanununa aykırı hareketle bankalardan haksız ve usulsüz para alanlar, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Kanun hükümlerine muhalefet ederek menfaat temin edenler; usulsüz, yolsuz ve gerçek dışı işlemlerle ihracat, ithalat ve yatırım teşvikleri suretiyle vergi iadesi, prim, kredi, faiz farkı ve benzeri adlarla kamu kaynaklarından haksız menfaat temin edenler, yukarıda belirtildiği şekilde haksız, usulsüz ve yolsuz olarak sağladıkları menfaat karşılıkları ve bunların fer"ilerini zamanaşımına bakılmaksızın ödemedikleri takdirde,
    d) Askeri Ceza Kanununun 55, 56, 57, 58 ve 59. maddelerine giren suçları işleyenler,
    Hakkında bu Kanunun Geçici 1. maddesi hükümleri uygulanmaz. Ancak, bu maddede sayılan suçlar dolayısı ile verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu hükümlüler hakkında;
    Ölüm cezasına hüküm giyenler 20 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 15 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin 1/3"ünü; çektikleri takdirde iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve talepleri olmaksızın şartla salıverilirler.
    Bu sürelerin tayininde hükümlünün tutuklu kaldığı süreler de, hesaba katılır.
    Bu hükümlüler hakkında 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun ek 2. maddesindeki indirim hükümleri uygulanmaz."765 sayılı TCK"nun 125 ve 59. maddeleri gereğince müebbet hapis cezasına mahkum olan hükümlü hakkında 4616 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı,
    647 sayılı Kanunun 19. maddesi gereğince müebbet hapse mahkum olanlar, iyi halli olarak 20 yıllarını hapiste geçirdikleri takdirde salıverilecek olup 2148 sayılı Kanuna göre ayda 6 günlük indirimin uygulanması halinde 15 yılın üzerinde bir süreyi cezaevinde geçirmek zorunda kalacağı,
    3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi gereğince 15 yıl cezaevinde geçirdiği takdirde iyi halli olup olmadığına bakılmaksızın şartlı salıverilmesi gerektiği,
    Bu duruma göre, hükümlü hakkında uygulanması gereken ve lehe olan düzenlemenin 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi kapsamında yapılan düzenleme olduğu anlaşılmakla, 3713 sayılı Kanunun geçici 4. maddesindeki düzenleme esas alınarak infazının yapılması, şartla tahliye tarihinin belirlenmesi ve müddetnamenin düzenlenmesi gerektiğinden;
    Hükümlü ... hakkında Rize Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28.07.2011 tarihli müddetnameye yönelik itirazın kabulü ile müddetnamenin iptaline dair İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli 2013/230 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve 2015/354 değişik iş sayılı kararı ile hükümlünün 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesi uyarınca 10.07.2011 tarihinden itibaren koşullu salıverilmesine ilişkin Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik iş sayılı kararında isabet görülmediğinden;
    Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli ve 2013/713 değişik iş sayılı kararı ile İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2015 tarihli ve 2015/354 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA,”karar verildiği
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.12.2017 tarihli, 2017/56071 sayılı yazı ile “Kesinleşmiş bir karardaki suç tarihini değiştirecek nitelikte verilen İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli, 2013/230 değişik iş sayılı kararının yerinde olmadığı, suç tarihinin failin örgüt üyeliği suçunun fiili kesintiye uğradığı tarih olarak kabul edilmesi gerektiği, somut olayda bu tarihin 15.04.1991 olduğu anlaşılmakla; İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2013 tarihli, 2013/230 değişik iş sayılı kararının yoklukla malul olduğunun tespitine, bu tespite uygun şekilde İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli, 2015/354 değişik iş sayılı kararı ile Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2013 tarihli, 2013/713 değişik iş sayılı kararının kaldırılmasına, suç tarihinin 15.04.1991 olarak kabulüne ve bu kabule göre de hükümlü hakkındaki infazın 3713 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca yapılması yönünde karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle itiraz ettiği;
    Dairemizce verilen kanun yararına bozma kararı usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE,
    Dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine, 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi