Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1980
Karar No: 2017/1762
Karar Tarihi: 06.03.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/1980 Esas 2017/1762 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı müvekkilinin, dava dışı bir kişinin davalı bankadan kullandığı krediye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu ve kefil olmakta sakınca görmediğini belirterek, bankanın kendisine bilgi vermeden kefalet sorumluluğunu arttırmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğü menfi tespit davası, kısmen kabul edildi. Mahkeme, davacının kefaletin geçersizliğine yönelik itirazlarının yerinde olmadığına hükmetti ve davacının kredi borcundan kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu tespit etti. Ayrıca, banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, davalı kefile hesap kat ihtarnamesi keşide edilmediğinden davalının takiple beraber temerrüde düştüğü ve ancak vadesi gelmiş taksitlerden sorumlu tutulabileceğinin anlaşıldığı belirtilerek, asıl alacak ve fer'ileri dışındaki borç eklentilerinden sorumlu olmadığı tespit edildi.
Kanun maddeleri: 818 Sayılı Borçlar Kanunu.
19. Hukuk Dairesi         2016/1980 E.  ,  2017/1762 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ..."nın davalı bankadan kullandığı krediye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, kredi sigorta ile teminat altına alındığından kefil olmakta sakınca görmediğini, kredi ödemeleri devam ederken asıl borçlunun ölmesi üzerine bankanın müvekkili hakkında takip başlattığını, kredi borcunun sigorta tarafından ödenmesi gerektiğini düşünen müvekkilinin yaptığı araştırma neticesinde, asıl borçlu ile banka arasında yapılandırma sözleşmesi yapılarak sigortanın iptal edildiğini öğrendiğini, davalı bankanın müvekkiline bilgi vermeksizin kefalet sorumluluğunu arttırmasının hukuka aykırı olduğunu, öte yandan kefaletin yasada öngörülen şekli unsurları taşımaması sebebiyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin Karaman 4.İcra Müdürlüğü"nün 2014/2972 Esas sayılı dosyasındaki borçtan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, sözleşmenin imzalandığı tarihte 818 Sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte olup yasada aranan tüm unsurları taşıdığını, ayrıca asıl borçlunun kendi isteğiyle sigortayı iptal ettiğini, sigorta talebe bağlı olduğundan müvekkili bankanın kredi borçlusunu sigorta yaptırmaya zorlayamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsiline yönelik takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup, davacının kefaletin geçersizliğine yönelik itirazları yerinde olmadığı gibi sigorta isteğe bağlı olduğundan asıl borçlunun banka tarafından sigorta yaptırmaya zorlanamayacağı, bu hususta bankaya atfedilecek bir kusur bulunmadığından davacının kredi borcundan kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, banka kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, davalı kefile hesap kat ihtarnamesi keşide edilmediğinden davalının takiple beraber temerrüde düştüğü ve ancak vadesi gelmiş taksitlerden sorumlu tutulabileceğinin anlaşıldığı, düzenlenen raporun hükme esas alınmaya elverişli olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne,... 4.İcra Müdürlüğü"nün 2014/2972 Esas sayılı dosyasında, 2.504,92 TL asıl alacak, 2.644,16 TL işlemiş akdi faiz, 132,21 TL % 5 BSMV, 16,28 TL işlemiş temerrüt faizi, 0,81 TL temerrüt faizinin... olmak üzere toplam 5.298,38 TL"sinden sorumlu olduğunun tespitine, ayrıntıları gösterilen asıl alacak ve fer"ileri dışındaki borç eklentilerinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 06/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi