1. Ceza Dairesi 2018/1470 E. , 2018/2686 K.
"İçtihat Metni"Sanık ...’nun, 5237 Türk Ceza Kanununun 82/1-a, 35/2, 62 ve 765 sayılı Türk Kanununun 450/4, 61, 59/2. maddeleri uyarınca ...’i kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan 16 yıl 8 ay, ...’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 12 yıl 6 ay, ...’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 12 yıl 6 ay ve ...’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/12/2013 tarihli ve 2012/144 esas, 2013/610 sayılı kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 27/05/2015 tarih ve 2015/2302 esas, 2015/3416 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin anılan Mahkemenin 25/12/2017 tarihli ve 2012/144 esas, 2013/610 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/14 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 317. maddesinde yer alan " (1) Kanun yollarına başvurma hakkındaki genel hükümler, yargılamanın yenilenmesi istemi hakkında da uygulanır.(2) Yargılamanın yenilenmesi istemi, bunun yasal nedenleri ile dayandığı delilleri içerir.", 318. maddesinde yer alan "(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir. (2) 303 üncü madde gereğince Yargıtayın doğrudan hüküm kurduğu hâllerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur. (3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir." 319. maddesinde yer alan "(1)Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir. (2) Aksi hâlde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur. (3) Bu madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.", 320. maddesinde yer alan "(1) Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemini yerinde bulursa delillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bu hususları yerine getirebilir.(2) Delillerin mahkemece veya naip hâkim tarafından veya istinabe suretiyle toplanması sırasında, soruşturmaya ilişkin hükümler uygulanır.(3) Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir." şeklindeki düzenlemeler karşısında, somut olayda sanığın 04/02/1997 tarihinde Adana da olduğuna ilişkin tanıklar ... ve ..."nun beyanlarının alınarak dinlenilmesi talebinin ciddi nitelikte olup kabule değer olduğuna karar verilerek, delillerin toplanması ve mevcut delillerle toplanacak delillerin değerlendirilmesinde sonra yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddiaların hükme hiçbir etkisi olmadığına karar verilir ise yargılamanın yenilenmesi isteminin duruşma yapılmaksızın reddine ya da anılan deliller incelenerek hükmün esasını etkileyecek nitelikte olursa yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verilmesi gerekirken, sanık müdafince ileri sürülen delillerin sanığın lehine bir durum meydana getirebileceği ve kabule değer olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 13/03/2018 gün ve 94660652-105-09-1502-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-)Dosya kapsamına göre;
Sanık ..."nun,..."i tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı TCK"nın 82/1-a, 35, 62. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis, ..."i tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçundan 765 sayılı TCK"nun 450/4, 61, 59. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay, ..."i tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçundan 765 sayılı TCK"nun 450/4, 61, 59. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay, ..."ı tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçundan 765 sayılı TCK"nun 450/4, 61, 59. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair Aydın Ağır Ceza Mahkemesinin18/12/2013 tarihli, 2012/144 esas, 2013/610 karar sayılı kararına karşı sanık müdafinin temyiz yoluna müracaat ettiği, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, suç vasfının öldürmeye teşebbüs değil kasten yaralama olarak kabul edilmesi gerektiğini, lehe hükümlerin uygulanmadığını belirterek kararın bozulmasını istediği, sanığın yargılama aşamasında olay yerinde bulunmadığını, olay tarihinde yanında babası,... ve ... de olduğu halde Adana"da uzman çavuş ..."un misafiri olduklarını ileri sürdüğü, sanık hakkında daha önce verilen bozmaya konu edilen hükümlerle ilgili olarak da sanık müdafilerinin temyiz dilekçelerinde eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğunu, sanığın olaya katılmadığını, olay yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını istedikleri, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 27.05.2015 tarihli ve 2015/2302 esas, 2015/3416 karar sayılı ilamı ile ileri sürülen bu temyiz itirazları ve sanığın savunması yerinde görülmeyerek mahkemece verilen kararın onandığı;
Hükümlü müdafinin, onama kararına karşı itiraz kanun yoluna gidilmesi talebinin 02.07.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca reddedildiği,
Hükümlü müdafinin 13.12.2017 tarihli yargılamanın yenilenmesi istemini içeren dilekçesinde;
04.02.1997 olan olay tarihinde müvekkilinin araba almak amacıyla Adana"da olduğunu, yanında arkadaşları ... ve ..."nun bulunduğunu, yargılama aşamasında müvekkilinin Adana"da olduğunu söylemesine rağmen bunu ispatlayamadığını ancak şu an dinlenmesini istedikleri bu iki tanık dinlendiği takdirde Adana"da olduğunun, olay tarihindeki hava koşullarına ilişkin belgeler dikkate alındığında da müvekkilinin olay tarihinde Adana"dan Şanlıurfa"ya ve oradan da olay yeri olan ... köyüne gitmesinin mümkün olmadığının ispatlanacağını ileri sürerek yargılamanın yenilenmesini talep ettiği;
Hükümlü müdafinin yargılamanın yenilenmesi talebini inceleyen Aydın 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2017 tarihli ve 2012/144 esas, 2013/610 karar sayılı ek kararı ile; “...hükümlünün dilekçesinde gösterdiği sebeplerin CMK"nun 311. maddesinde belirtilen yargılamanın yenilenmesi nedenlerinden olmadığı, yeniden yargılamayı gerektirecek başkaca yasal neden gösterilmediğinden,yeniden yargılanma isteminin kabule değer olmadığı” gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesine ilişkin talebin reddine karar verdiği,
Hükümlü müdafiinin bu karara karşı 28.12.2017 tarihli dilekçesi ile yaptığı itirazın Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.01.2018 tarihli ve 2018/14 değişik iş sayılı kararı ile reddine karar verildiği,
Bu karara karşı hükümlü müdafinin kanun yararına bozma yoluna gidilmesini istediği; Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.03.2018 gün ve 94660652-105-09-1502-2018-Kyb sayılı yazısı ile; “....sanığın 04.02.1997 tarihinde Adana"da olduğuna ilişkin tanıklar ... ve..."nun beyanlarının alınarak dinlenilmesi talebinin ciddi nitelikte olup kabule değer olduğuna karar verilerek, delillerin toplanması ve mevcut delillerle toplanacak delillerin değerlendirilmesinden sonra yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürelen iddiaların hükme hiçbir etkisi olmadığına karar verilir ise yargılamanın yenilenmesi isteminin duruşma yapılmaksızın reddine yada anılan deliller incelenerek hükmün esasını etkileyecek nitelikte olursa yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verilmesi gerekirken, sanık müdafince ileri sürülen delillerin sanığın lehine bir durum meydana getirebileceği ve kabule değer olduğu gözetilmeden” yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği vurgusuyla anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozmaya konu edildiği, anlaşılmıştır.
2-)Hukuksal Değerlendirme;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311. maddesinin 1. fıkrasının e bendinde “...yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte...” olmasının, yargılamanın yenilenmesinin koşulu olduğu öngörülmüştür.
Yeni olaylar veya delillerin hükmün verildiği anda mahkemece bilinmemesi gerekir. Yargılama aşamasında bilinen olayları veya tanıkları “yeni delil veya yeni olaylar” türünden saymak olanaksızdır. Yeni olaylar veya yeni deliller” söz konusu değil ise, hükümlü yararına yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden bahsetmek yasa koyucunun amacına ve yasanın özüne uygun düşmeyecektir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli, 2012/3-909 esas ve 2014/121 karar sayılı kararında da vurgulandığı gibi “....Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için "yeni" olması gerekmektedir. Daha önceden mahkemeye bildirilen ancak mahkeme tarafından değerlendirilerek inandırıcı bulunmadığı için dikkate alınmayan delil ve olgular "yeni" değildir. Yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda "önemli" de olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır.
Yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olup olmadığı konusunda şekil şartının yerine getirilmesi yeterli olmayıp, ikame olunan olay ve delillerin önceden ileri sürülmeyen ve tamamen yeni nitelik taşıyan yapıda olması ve tek başına veya diğer deliller birlikte incelendiğinde hükümlü lehine değerlendirmeye ve önceki hükmü değiştirmeye mahkemeyi yönlendirecek ciddiyette bulunması gerekmektedir.
Bu özelliği taşımayan iddialarla, sırt şekli unsurların yeterliliğinden bahisle yargılamanın yenilenmesinde delil toplamaya ya da bu safha aşılarak duruşmalı incelemeye yönelmek kanun koyucunun amacıyla ve olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesinin yapısıyla uyuşmamaktadır. Diğer bir ifade ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur.
Bu nedenle, gerek ilk derece yargılamasında gerekse temyiz aşamasında ileri sürülen, yargılama makamlarının bilgi sahibi olduğu, suçun sübutu ve nitelendirmesi bakımından göz önüne alınan, bu şekilde aşamalarda değerlendirilen olay ve delillere dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması durumunda, CMK"nun 318/3. maddesi uyarınca mahkemece yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.”Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; hükümlü ... hakkında tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda, sanığın savunması, mağdurların beyanı, tanık ifadeleri ve maddi deliller birlikte değerlendirilip, gerekçesi de dosya içeriğine uygun ve denetime imkan verecek şekilde gösterilmek suretiyle tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından mahkumiyetine karar verilmiş ve bu hüküm temyizden geçerek kesinleşmiştir.
Hükümlü ve müdafilerinin gerek yargılama evresinde (bozma öncesi ve sonrası) gerekse hüküm kesinleştikten sonra ileri sürdüğü hususlar yargılama aşamasında değerlendirilmiştir.
Mahkeme hükme varmak için topladığı delilleri yeterli görüp, takdir ederek kararını vermiştir.
Hükümlünün, kesin hükümden dönülmesini gerektirecek ve yeniden yargılama yapılmasını haklı gösterecek nitelikte, ciddiyette yeni deliller ileri sürmediği anlaşılmaktadır.
Bütün bu saptamaların ışığında; hükümlünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311/1-e madde fıkrasında belirtilen “yeni olaylar veya yeni kanıtlar” ortaya koyamadığı anlaşıldığından, “Kanun Yararına Bozma” (CMK"nun 309/1.) cihetine gidilmemiştir.
3-)Sonuç ve karar;
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2017 tarihli, 2012/144 esas ve 2013/610 karar sayılı ek kararına karşı yapılan itiraz üzerine Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddine dair verilen 04.01.2018 tarihli ve 2018/14 değişik iş sayılı karar usul ve yasaya uygun olduğundan, haklı nedenlere dayanmayan “KANUN YARARINA BOZMA” isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04/06/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.