15. Hukuk Dairesi 2015/5988 E. , 2016/372 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, davalıdan konut satın alan davacıların eksik ve ayıplı imalâtların bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkili ..."ın 327 ada 160 parselde kayıtlı 8 nolu bağımsız bölümü ve diğer müvekkili ..."nin aynı yer 9 nolu bağımsız bölümü davalıdan satın aldıklarını, tüm dairelerin tamamen bitirilmiş olmasına rağmen, müvekkillerine ait dairelerde ve ortak kullanım alanlarında eksik ve ayıplı işlerin bulunduğunu, sözlü uyarılara rağmen tamamlanmadığını, ayıplı ve eksik işler için hesaplanan bedelin her bir müvekkili için 18.967,00 TL olduğunu iddia ederek, toplam 37.934,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı yüklenici ise, söz konusu işleri sözleşme ve projeye uygun yaptığını, davacıların 3 yıl kullanımdan sonra dava açtıklarını, herhangi bir ihbarda da bulunmadıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun 1. maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa"nın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. "Satıcı" kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. "Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Mahkemece davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı belirtilmiş ise de 18.08.2010 tarihli sözleşme ile satılandaki eksik ve ayıpların giderilmesi istendiğinden alım-satım sözleşmesinden doğan alacak istemi niteliğindedir.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacılar alıcı ile davalı satıcı arasında konut satımı ilişkisi bulunduğu, uyuşmazlığın konut satımından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında "eser" sözleşmesi ilişkisi kurulduğundan söz edilemez. Uyuşmazlık 4077 sayılı Yasa"nın 4. maddesinde düzenlenen "ayıplı mal" satışına ilişkindir. 4077 sayılı Yasa"nın 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya da tüketici mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda, kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda Yatağan"da ayrı bir tüketici mahkemesi bulunmadığından, mahkemece ara kararıyla "tüketici mahkemesi sıfatıyla" bakılmak suretiyle esasın incelenip davanın sonuçlandırılması gerekirken, davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.