Hukuk Genel Kurulu 2015/527 E. , 2016/80 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Asliye Hukuk (Kapatılan Asliye Hukuk) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.11.2012 gün ve 2011/404 E. - 2012/619 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 01.04.2013 gün ve 2013/1276 E. - 2013/5862 K. sayılı ilamı ile;
"...Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki taşımaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak;
1- Dava konusu taşınmazın yapılan dere ıslahı nedeniyle kamulaştırmasız el atılan bölümlerinden arta kalan kısmında %3 oranında değer artışı olacağı kabul edildiğine göre, arta kalan 13271 m2"lik bölümdeki değer artışı hesaplanıp, Kamulaştırma Kanununun 12/c maddesi de gözetilerek, kamulaştırmasız el atılan bölüm bedelinden düşülerek hesaplama yapılması gerekirken, bu yönteme uymadan hesaplama yapan bilirkişi kurulu raporuna göre fazla bedele hükmedilmesi,
2-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında taşınmazın ada numarasının hatalı yazılması,
Doğru görülmemiştir..."
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda kısmen direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; müvekkile ait bostan ve tarla vasfındaki taşınmaza davalı kurum tarafından yola eklenmek suretiyle kısmen kamulaştırmasız el atıldığını beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 300.000-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 24.09.2012 harç tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda belirtilen 456.335,50- TL bedelin tahsilini istemiştir.
Davalı belediye vekili; önşart olan uzlaşma şartının yerine getirilmediğini, ayrıca DOP kesilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu birçok yerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Encümeni tarafından alınan karar doğrultusunda imar uygulamasının başlatıldığını, bütün kat maliklerinin oybirliği ile verecekleri karar sonrasında davanın açılmasının gerektiğini, davalı tarafça yapılan bir el atmanın bulunmadığını savunmuştur.
Yerel Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı belediye vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece bozma ilamının birinci bendi yönünden direnilmiştir.
Direnme hükmü, davalı belediye vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme olarak adlandırılan kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi, 1086 sayılı HUMK. m.429).
Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez.
Yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; bozmaya konu önceki kararın gerekçeleri yanında, Özel Daire bozma ilamından sonra davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan bir başka dosyaya ilişkin (İstanbul Anadolu 14.AHM’nin 2011/532 E. - 2012/463 K.) Yargıtay ilamları (5.HD’nin 2013/501 E. - 2013/5335 K. sayılı bozma ilamı; 5.HD’nin 2013/22843 E. - 2014/4445 K. sayılı düzelterek onamaya ilişkin karar düzeltme ilamı;) incelenerek ve söz konusu ilamlar hükme gerekçe yapılarak karar verilmiştir.
Bu durumda, temyize konu karar gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Dairenin bir başka ilamından esinlenilerek yapılan incelemeye; diğer bir ifade ile yeni delile dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı belediye vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE 22.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.