15. Ceza Dairesi 2019/8476 E. , 2020/8566 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1) Nitelikli dolandırıcılık suçundan; TCK 158/1-f-son, 62, 53, 52 maddeleri gereğince mahkumiyet
2) Resmi belgede sahtecilik suçundan; TCK 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükmolunan ceza miktarlarına nazaran, sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken CMUK"un 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Sanığın, katılan ...’e kendisini ... Ltd. Şti. yetkilisi olarak tanıtarak aldığı mal karşılığında suça konu Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. .... Şubesine ait, keşidecisi katılan ... olarak görünen, 08/12/2008 keşide tarihli, 23.000 TL bedelli, 1373515 seri nolu çeki kendisine verdiği, katılan ...’in de yaptığı ticari alışveriş çerçevesinde katılan ...’e verdiği, söz konusu çekin bankaya ibrazında karşılığının çıkmaması üzerine katılan ...’in karşılıksız çek şikayetinde bulunduğu, yapılan tahkikatta suça konu çekin ait olduğu çek hesabının katılan ... adına sahte olarak açıldığının anlaşıldığı, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda,
1) Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunması, katılanların beyanları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, atılı suçun sübut bulduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "2400 gün", "2000 gün" ve “40.000 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "2300 gün", "1916 gün" ve "38.320 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunması, katılanların beyanları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu"nda öngörülen bütün zorunlu unsurları taşıması gerekli olup, çeklerde bulunması zorunlu olan keşide yerinin bir duraksamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır olması gerektiği halde, suça konu çekte keşide yerinin KŞD olarak yazılmış olduğu, bu ibarenin ise keşide yerini göstermemesi nedeniyle çekin unsurları eksik kalacağından, unsurları bulunmayan suça konu çekin özel belge niteliğinde olacağının anlaşılması karşısında, eylemin, TCK’nın 207/1. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 21/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.