14. Hukuk Dairesi 2016/9524 E. , 2019/6966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/02/2008 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/11/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ...’ün davacıya olan borcundan dolayı hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun murisinden intikal eden dava konusu 32 ada 27 parsel sayılı taşınmazda borçlunun hissesine alacak nedeniyle haciz konulduğunu ve icra mahkemesinden ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere yetki verildiğini belirterek, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalı, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yolu ile giderilmesine istemiş; davalı ..., dava konusu taşınmaz üzerindeki evin ve ağaçların kendisine ait olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine, satış bedelinin %45"inin davalı ..."e, kalan satış bedelinin tapu kaydındaki payları oranında hissedarlara ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Öte yandan, paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Davalı ... Öztürk, dava konusu taşınmaz üzerindeki evin ve ağaçların kendisine ait olduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş ve muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmıştır. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/74 Esas - 2011/47 Karar sayılı ilamı ile, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yarım bodrumlu iki katlı ev ve ağaçların davalı ... Öztürk’e ait olduğuna karar verilmiştir. Muhdesat aidiyetinin tespiti davasına konu dosya içerisinde yer alan 28.02.2011 tarihli ziraat bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde 64 adat ağaç olduğu tespit edilmiş, mahkemece bu ağaçların davalıya ait olduğuna karar verilmiştir. Temyize konu dava dosyasında yer alan 03.02.2009 tarihli ziraat bilirkişi raporunda ise taşınmaz üzerinde 148 adet ağaç olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, tamamı davalıya ait olduğu tespit edilmeyen 148 ağaç bedeli dikkate alınarak re’sen muhdesat oranı kurulmuş ve satış bedelinin bu orana göre paydaşlara dağıtılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/74 Esas- 2011/47 Karar sayılı ilamı ile davalı ... ’e aidiyetine karar verilen muhdesatlar yönünden gerekirse yeniden keşif yapılıp bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınarak muhdesat oranının hesaplanması istenmeli, diğer muhdesatlar yönünden muhdesat iddiasında bulunması halinde, muhdesat iddiasında bulunan tarafa dava açmak üzere uygun bir süre verilmeli ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlarla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.