20. Ceza Dairesi 2019/3011 E. , 2020/3035 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : MANİSA 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1-Beraat (sanıklar ...."ın 13.12.2013 tarihlieylemleri 2-Mahkûmiyet (tüm sanıklar hakkında)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Sanık ... hakkında 13.12.2013 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde:
Sanığın hakkında atılı suçu işlediği sabit olmadığı gerekçesi ile verilen beraat kararını temyizde hukuki bir yararı olmadığı gibi, hükmün gerekçesine yönelik bir temyiz de bulunmadığından, bu konudaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B-Sanık ... hakkında 13.12.2013 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan beraat hükmüne istinaden sanık müdafi lehine vekalet ücretiNE hükmedilmesi gerektiğine ilişkin yapılan temyiz isteminin incelenmesinde:
Sanık ... hakkında 04.03.2014 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi karşısında, atılı eylemden beraat kararı verilmesi nedeni ile vekalet ücreti verilmemesine ilişkin mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
C-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde:
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararı ve 7242 sayılı Kanun"la yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
D-Sanıklar ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, 12.11.2013 tarihli eylemin sanık ... tarafından, 05.12.2013 tarihli eylemin ise sanık ... tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanıklar Özcan ve Adnan’ın birlikte 15.11.2013 tarihinde gizli soruşturmacılara sattıkları tabletin, İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 22.03.2014 tarih ve İZM-KİM-14-02654 uzmanlık numaralı raporu ile uyuşturucu madde içermediği tespit edildiğinden, 15.11.2013 tarihli iş bu eylemin sabit olmadığı, ayrıca Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarih, 2014/462 Esas, 2015/135 Karar ve 2014/848 Esas, 2015/136 Karar sayılı Kararlarında da açıklandığı üzere; gizli soruşturmacının 12.11.2013 tarihinde sanık ..."dan, 05.12.2013 tarihinde ise sanık ..."dan suç konusu uyuşturucu maddeleri satın alması üzerine sanıkların ""satmak için uyuşturucu madde bulundurma"" suçu belirlenmiş ve bu suçun delili elde edilmiştir. Buna rağmen, gizli soruşturmacının sanıktan farklı tarihlerde tekrar uyuşturucu madde satın alması gereksiz olduğu gibi görevi kapsamında da değildir. Öte yandan, gizli soruşturmacıların asıl görevi ""uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak"" değil, ""suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibarettir."" Bu nedenlerle gizli soruşturmacı tarafından sanıklardan birden çok kez uyuşturucu madde satın alınması, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir ""alım-satım"" söz konusu olmadığı gözetilmeden, sanıklar hakkında TCK’nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanarak fazla ceza tayin edilmesi,
2-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
17.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.