14. Hukuk Dairesi 2019/349 E. , 2019/6965 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07/01/2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/01/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 190, 191, 192, 194, 213, 225, 226, 227, 795, 796, 797, 812, 813, 814, 815, 832, 837, 882, 918, 919 ve 1032 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ..., dava konusu 217 ada 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde murisleri Rahmi Genç’e ait muhdesat olduğunu, davalı ..., aynı taşınmaz üzerinde kendisine ait muhdesat olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuş; davalı ... ise, dava konusu 225 parsel sayılı taşınmazın fiilen mezarlık olarak kullanıldığını belirterek bu taşınmaz yönünden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/15161 E-15069 K. sayılı ilamı ile, kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Öte yandan, 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir.
Somut olaya gelince; muhdesat iddiasında bulunan davalı ... ile davalı ... tarafından muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılmış ve Akçabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/591 E- 2017/63 K sayılı ilamı ile, dava konusu 217 ada 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan krokide 1. ve 4. yapı olarak gösterilen yapıların davalı ... murisi Rahmi Genç’e aidiyetine; Akçabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/614 E. -2016/549 K sayılı ilamı ile ise, dava konusu 217 ada 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan krokide “C” harfi ile gösterilen evin, “B” harfi ile gösterilen su deposunun, “A” harfi ile gösterilen beton yolun, “D” harfi ile gösterilen evde yapılan tadilatın “E” harfi ile gösterilen avlunun davalı ... tarafından yapıldığının ve davalıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılıp bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınarak, taşınmaz üzerinde kalan ve muhdesat olarak değerlendirilen yapılara isabet eden kısımların oran kurulmak suretiyle muhdesat sahiplerine verilmesine, geri kalan bedelin ise payları oranında tüm paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.