15. Hukuk Dairesi 2015/4261 E. , 2016/354 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar... Ortak Girişimi ile davalı ... arasında çıkan anlaşmazlığın çözülmesi için seçilen Prof. Dr. ..., ..."dan oluşan hakem kurulu tarafından verilen 09.11.2013 tarih ve 2013/262 D.İş sayılı kararın duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı Ortak Girişim ile davalı vekillerince istenmiş ve dosya...12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 20.02.2014 tarihli yazı ile gönderilmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekilleri Avukat ... ve Av. ...ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ...otoyolunun yapımı ve bir yıl süre ile bakımıyla ilgili 19.03.1987, bağlantı yolları yapımıyla ilgili 16.03.1994 tarihli sözleşmelerden kaynaklanmıştır.
Davada 08.01.1990 tarihli ek sözleşme sonrası düzenlenen hakedişlerin ve katma değer vergilerinin gecikmeli ödemelerinden doğan faiz ve kur farkı zararları, hakedişlerin döviz yerine Türk Lirası ve gelir ortaklığı senetleriyle (GOS), ödenmesinden doğan zararlar, dış kredi temini masrafları vs. zararların, iş süresinin uzamasına bağlı zararlar, munzam zarar ve işlemiş faizleri olmak üzere toplam 268.566.052,49 ABD dolarından şimdilik kaydı ile 125.000.000 ABD dolarının ödetilmesi talep edilmiştir. Davacı ortak girişim 18.05.2004 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek bir kısım taleplerini artırmış, toplam 284.496.372,25 USD olan alacaktan şimdilik kaydı ile 125.000.000 dolarlık kısmının dava tarihinden itibaren yabancı paraya uygulanan faizle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili hakediş bedellerinin itirazî kayıt ileri sürülmeden tahsil edilmesi, GOS ve TL olarak yapılan ödemelerin kabul görüp taahhütler verilmesi, keşif artışı nedeniyle uzayan sürede davacı girişimin zarar değil aksine kazanç sağlamış olması, sözleşmede hakedişlerin ödenmesi için kesin vade kararlaştırılmamış olması, davacının sözleşmeyi fesih hakkını da kullanmadan işe devam etmesi gibi nedenlerle herhangi bir talep hakkının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dairemizin 03.05.2012 gün 2011/6814 Esas 2012/2983 Karar sayılı bozma ilâmından sonra oluşturulan hakem heyetince yeniden seçilen bilirkişi kurulundan alınan rapora itibar edilerek davacının uzatılan süreye bağlı giderlere dayalı tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen karar davalı iş sahibi vekili ile vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onama talepli olarak davacı ortak girişim vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 28.01.1994 gün ve E.1993/4-K.1994/1 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile “tarafların tahkim sözleşmesi veya şartında hakemlerin uyuşmazlığın maddi hukuk kurallarına göre çözümlenmesini öngördükleri takdirde buna aykırı karar verilmesi halinde temyiz sebebi oluşturacağı” kabul edilmiştir. Yanlar arasında imzalanan 19.03.1987 tarihli sözleşmenin 67.1 maddesinde uyuşmazlığın hakemde çözümleneceği, 80. maddesinde ise, bu sözleşmenin uzatılan süre sonuna kadar Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti"nin geçerli Kanunlarına uygun olarak yürütüleceği, açıklanmasının da Kanunlara göre yapılacağı kararlaştırıldığından ve hakem kurulunca tahkim yargılaması HUMK hükümlerince yürütülmüş olduğu ve 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu"nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce sözleşmeler imzalamış bulunduğundan hakem kararına yönelik temyiz itirazları HUMK ve sözleşme hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmiştir.
1-Davacı ortak girişim vekilince düzeltilerek onama talebinde bulunulmuş olup, davacının bu talebi de temyiz istemi niteliğinde olduğu, düzeltilerek onama talepli temyize cevap dilekçesi temyiz defterine kayıtlı olmadığı gibi geri çevirme kararına rağmen temyiz harcı da yatırılmadığı ve bu arada temyiz süresi de geçmiş bulunduğundan davacı ortak girişimin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddi, gerekmiştir.
2-Hakemlerce toplanan delillere, yanlar arasında imzalanan asıl ve ek sözleşmelere ve bozmaya uyularak hüküm verilmiş olan kısımlara ilişkin temyiz itirazlarının artık incelenmesinin imkânı bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; süre uzatımları nedeniyle işin gecikmesi sonucu davacının dava konusu işle ilgili olarak sabit bazı giderlere katlanmak suretiyle indirekt zararlara uğradığı 1. Hakem Kurulu gerekçeli kararının 101 ve 102. sayfalarında kabul edilerek ve bilirkişi kurulunca hesaplanan zarardan somut olayın niteliği gözönünde tutularak 818 sayılı Borçlar Kanunu 43. maddesi hükmünden hareketle indirim yapılması gerektiği sonucuna varılarak hesaplanan zarar tutarı 28.997.000 USD"nin %50"si oranında indirim yapılarak bu alacak kalemi ile ilgili 14.498.500 USD asıl alacağa hükmedilmiştir. 1. Hakem Heyeti Kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş ise de; Dairemizin 10.03.2006 gün 2005/7020 Esas 2006/1352 Karar sayılı ilâmının 3. sayfa birinci bendinde davacı yüklenici ortak girişimin tüm temyiz itirazları reddedildiği ve yasa gereği 2. Hakem Kurulu"nca da bozmaya uyulduğundan 1. Hakem Kurulu"nun kararında 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 43. maddesi gereğince zarardan %50 hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği
hususu davalı iş sahibi yararına kesinleşmiştir. Somut olayda kesinleşen bu olgu ve bir nevi davalı yararına oluşan kazanılmış haktan farklı karar vermenin koşulları da gerçekleşmemiştir. Hakem kararında kabul edilip bozma kapsamı dışında kalan hususlar az yukarıda belirtildiği gibi yararına olan taraf için kesinleşeceğinden bozmadan sonra verilecek kararda bu hususun gözönünde tutulması zorunludur.
Bu durumda hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda hesaplanan proje onaylarından, yer tesliminden ve kamulaştırma işlemlerindeki gecikmelerden doğan 21.290.124,24 USD zararın dava tarihinde yürürlükte olup uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu 43. maddesi hükmü gözönünde tutularak ilk hakem heyetince kabul edilen ve davalı yararına kesinleşen %50 oranında indirime tabi tutularak hakem heyetince 10.645.062,12 USD uzatılan süre nedeniyle tazminat alacağının hüküm altına alınması gerekirken bu husus gözden kaçırılarak yazılı miktarda alacağın tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan dava değeri 101.519.103,99 USD olduğu, hakem kurulunun 2. kararında davacı ortak girişim lehine hükmedilip onanmak suretiyle kesinleşen 13.448.000 USD ile kabule göre temyize konu en son hakem kararında hükmedilen 21.290.124,24 USD düşüldüğünde red olunan kısım 66.780.979,75 USD hesaplandığından bunun dava tarihindeki kur üzerinden TL karşılığı bulunup vekille temsil olunan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin bu kabul ve ve red oranı dikkate alınarak taraflar arasında paylaştırılması gerekirken bu husus Dairemizin 03.05.2012 gün 2011/6814 Esas 2012/2983 Karar sayılı bozma ilâmında kabule göre bozma nedeni olarak gösterilmiş olması ve bozmaya uyulmasına rağmen davalı yararına daha az vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin paylaştırılmasında hataya düşülmesi de kabul şekli itibariyle usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ortak girişimin düzeltilerek onama istemli temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine, 2. bent uyarınca davalı iş sahibinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 3. bende göre kabulü ile hakem kararının davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı ortak girişiminden alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalı iş sahibine verilmesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440/III.4 maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.