Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/665
Karar No: 2016/74
Karar Tarihi: 22.01.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/665 Esas 2016/74 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/665 E.  ,  2016/74 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sivas 1.Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.05.2011 gün ve 2008/618 E.-2011/617 K. sayılı karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 20.11.2012 gün ve 2011/19185 E.- 2012/27600 K. sayılı kararı ile;
    (...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Dava, boşanmadan sonra açılan boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Davalı koca tarafından açılan boşanma davası sonucu tarafların Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, karar 05.06.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise 11.11.2008 tarihinde açılmıştır. Reddedilen boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve bu süre içerisinde ortak hayatın kurulmasından kaçınan davalı kocanın kusurlu olduğunda duraksama bulunmamaktadır. Sebep olmadığı boşanma yüzünden mevcut menfaatlerini kaybeden kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi uyarınca uygun miktarda maddi tazminat takdir edilmesi gerekirken, bu isteğin reddi doğru olmadığı gibi, dinlenen tanık beyanlarına göre boşanma davasından önce ve dava sırasında bir başka kadınla yaşadığı gerçekleşen kocanın, kadının mahkemece belirlenen kusuruna göre daha fazla kusurlu olduğu ve kocanın gerçekleşen bu eyleminin kadının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunduğu dikkate alınarak, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi gereğince uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken bu isteğin reddi de doğru görülmemiş, hükmün maddi ve manevi tazminatlar yönünden bozulması gerekmiştir ....)
    gerekçesi ile oy çokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, boşanma sebebiyle yoksulluk nafakası ve maddi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi).
    Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda yerel mahkeme temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği “… manevi tazminat talebine ilişkin bozma ilamına önceki hükümden farklı gerekçeyle uyulmamasına, önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir. Manevi tazminat talebi yönünden; davalının, T....166/son maddesine dayanak ilk davayı açmak suretiyle boşanma sebebi yaratması davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmayıp manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli görülmediği gibi aksi kabul edilse yani boşanma kararından sonra açılan manevi tazminat davasında tarafların kusur durumuna ilişkin yeni vakıa ileri sürülebileceği kabul edilse dahi davacının davalının sadakatsizlik ve darp iddiası ile ilgili yeminsiz dinlenen tanıklar dışında tarafsız görgüye dayalı tanık beyanı v.s. delil sunamamış olması karşısında davacının kişilik haklarının ihlal edildiği hususunun ispatlanamamış olduğundan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
    Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda davacı kadının kusurlu olduğundan bahisle manevi tazminat istemine yönelik red kararı verilmişken bozmadan sonra davacının kişilik haklarının ihlal edilip edilmediği hususu tartışılıp, daha önce değerlendirilmeyen kişilik haklarının ihlali olgusunun değerlendirildiği ve bu şekli ile yeni bir hüküm niteliğinde bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce manevi tazminat isteminin reddine yönelik ve ilk kararda gösterilmeyen davacının kişilik haklarının ihlal edildiğinin kanıtlanamadığına dair gerekçenin yeni bir hüküm olarak nitelendirilebilmesi için direnme kararında yer alan gerekçenin Özel Dairece incelenmemesi ve değerlendirilmemesi gerektiği, oysa bozma kararında ""manevi tazminata karar verilmelidir"" sonucuna ulaşırken kadının kişilik haklarının ihlal edildiğini peşinen kabul ettiği böyle bir durumda manevi tazminata ilişkin gerekçenin özel dairece incelenmediğinden bahsedilemeyeceği, uyuşmazlığın Hukuk Genel Kurulunca incelenmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda belirtilen gerekçelerle kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
    Hal böyle olunca kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle taraf vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 22.01.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.




    KARŞI OY

    Dava, boşanmadan sonra açılan, boşanma sebebiyle yoksulluk nafakası; birleştirilen dava ise, aynı davacı tarafından aynı davalıya karşı açılan evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesine dayalı maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
    Davalı tarafından açılan boşanma davası sonucu, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan "fiili ayrılık" sebebiyle" boşanmalarına karar verilmiş, karar 5.6.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, 11.8.2008 tarihinde açılmıştır.
    Yerel mahkeme ile Yüksek Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır
    Yerel Mahkeme; ilk kararının gerekçesinde; davacının maddi ve manevi tazminat talebini “boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğundan reddettiğini” belirttiği halde; direnme kararının gerekçesinde; “ davalının reddedilen ilk boşanma davasının açmakla, boşanma sebebi yaratmış olması manevi tazminat için yeterli görülmediği gibi, aksi kabul edilse, yani boşanmadan sonra açılan manevi tazminat davasında tarafların kusur durumuna ilişkin yeni vakıa ileri sürebileceği kabul edilse dahi, davacı kişilik haklarının ihlal edildiğini ispatlayamadı” demektedir. Böylece, ilk kararda yer vermediği gerekçeye ikinci kararda yer vermek suretiyle manevi tazminatla ilgili gerekçeyi esasen değiştirmiştir. Ne var ki, bu halin, “yeni bir hüküm” olarak kabul edilebilmesi için, direnme kararında yer alan gerekçenin Yargıtay"ca incelenmemiş ve değerlendirilmemiş olması gerekir. Oysa, Özel Daire, bozma kararında; “davacı lehine manevi tazminat verilmelidir” sonucuna ulaşırken; “dinlenen tanık beyanlarına göre, boşanma davasından önce ve dava sırasında davalının bir başka kadınla yaşadığı gerçekleşmiştir. Davalı, boşanmada daha fazla kusurludur, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı bu eylemi davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğindendir.” gerekçesine yer vermiştir. Başka bir ifade ile, Yargıtay, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını sabit görmüş ve bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu” bozma kararında kabul etmiştir. Eş deyişle Yargıtay, yerel mahkemenin direnme kararında yer alan “kişilik haklarına saldırı ispatlanmadı” şeklindeki gerekçesini, esasen ilk kararda bu yönde bir gerekçeye yer verilmemiş olduğu halde, değerlendirmiş ve bozma kararında peşinen karşılamıştır. Böyle durumda, direnme kararında yer alan manevi tazminatla ilgili gerekçeyi Yargıtay’ın incelemediği ve değerlendirmediği artık söylenemez. Dosya “yeni hüküm” denilerek Daireye gönderildiğinde, Dairenin, kararına karşı karar düzeltme talep edilmemiş olduğuna göre, bozma kararında yer verdiği gerekçeyi kaldırması mümkün olmayacaktır. Bu bakımdan ortada “yeni hüküm” değil; bir direnme kararı mevcuttur. Ve Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlığın esası Yüce Kurulca incelenmelidir. Bu sebeple önsorunun varlığını kabul eden sayın çoğunluğa katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi