Esas No: 2020/2080
Karar No: 2022/184
Karar Tarihi: 25.01.2022
Danıştay 13. Daire 2020/2080 Esas 2022/184 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2020/2080 E. , 2022/184 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/2080
Karar No:2022/184
TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVACI) ... Akaryakıt İnşaat Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
2. (DAVALI) ... Kurumu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 06-11/07/2013 tarihlerinde yapılan denetimlerde, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal edildiğinin, istasyon otomasyon sistemine bayi tarafından müdahale edildiğinin ve istasyonda vaziyet planına dâhil olmayan gizli tanklar ve düzenek bulundurulduğunun tespit edilmesi nedeniyle söz konusu fiillerin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'na aykırılık teşkil ettiğinden bahisle her bir fiil için ayrı ayrı olmak üzere toplam 1.140.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararda;
Davanın, akaryakıt istasyonunda vaziyet planı harici gizli tanklar ve düzenek bulunması nedeniyle idarî para cezası verilmesi yönünden incelenmesinden;
Davacı şirkete ait istasyonda yapılan denetim ve kazı işlemlerinde; 5000 litre kaçak akaryakıt (markersiz motorin) ve bu akaryakıtın muhafaza edildiği 2 adet fiber glass yer üstü tankı, 148.423 litre menşei belli olmayan akaryakıt (markerli motorin), 2 adet istasyon vaziyet planında 50.000 litre kapasiteli olarak görünen ancak 100.000 litre kapasiteli olduğu anlaşılan yasal olmayan yer altı tankı, 2 adet istasyon vaziyet planında 20.000 litre kapasiteli olarak görünen ancak 50.000 litre kapasiteli olduğu anlaşılan yasal olmayan yer altı tankı, 1 adet istasyon vaziyet planında 28.000 litre kapasiteli olarak görünen ancak 100.000 litre kapasiteli olduğu anlaşılan yasal olmayan yer altı tankı bulunarak el konulduğu ve davacı şirket yetkilisinin savunması da alınarak usulüne uygun yürütülen soruşturma ile eylemin sübuta erdiği anlaşıldığından dava konusu işlemin, davacı şirket hakkında istasyon vaziyet planı harici gizli tanklar ve düzenek bulundurulması sebebiyle 5015 sayılı Kanun'un 6455 sayılı Kanunla değişik 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi ile aynı bendin (2) numaralı alt bendi hükümleri gereğince 1.000.000-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Uyuşmazlığın bayi tarafından otomasyon sistemine yetkisi olmadan müdahale edilmesine yönelik kısmının incelenmesinden;
Vergi tekniği raporu ile otomasyon verilerinin Kurum'ca yapılan değerlendirme sonucunda gerek benzin gerek motorin ürünlerinde muhtelif tarihlerde dönem başı stok ve tanka dolum toplamının pompa satıştan çıkarılmasıyla elde edilecek dönem sonu stok değerinin doğru olarak sisteme yansıtılmaması ile pek çok tarihte, özellikle motorin ürününde 1240 sayılı Kurul Kararının 5. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan koşulların sağlanmadığı, dağıtıcı tarafından sağlanan akaryakıt miktarı toplamı ile otomasyon sisteminden geçen akaryakıt miktarının uyuşmadığı, iki değer arasında büyük farklılıklar olduğu ve vergi tekniği raporunda dava dışı ...'nin içlerinde davacı şirketin de bulunduğu birçok şirketi yönettiği ve bu firmalara belgesiz akaryakıt alım satımı yaptığının tespiti üzerine davacı şirketin otomasyon sitemine izinsiz müdahale ettiğinin sabit olduğu, idarî para cezaları için 5015 sayılı Kanun’un 19/7. maddesinde idareye takdir yetkisi sağlayan aralığın, fiilin ağırlığı, failin kastı, kusuru gibi ölçütler esas alınarak, idarî para cezasının üst sınırdan mı, yoksa alt sınırdan mı uygulanacağını belirlemeyi sağlayacağı; bu durumda, istasyon otomasyon sistemi stok hareketleri ve akaryakıt alım satım işlemlerinin elektronik ortamda, günlük olarak izlenebilmesini teminen istasyonlarında kurulu olan otomasyon sisteminin güvenliğinden sorumlu olmalarına, istasyon otomasyon sistemine izinsiz müdahale edememelerine ve istasyon otomasyon sisteminin çevrim içi olmayan yerlerinde (tank, pompa v.s) akaryakıt satışı ve dolum yapamamalarına rağmen, otomasyon sistemi sağlıklı çalışmadığı hâlde akaryakıt satışı yaptığı tespitinde bulunulan davacı tarafından, mevzuatla yasaklanmış şekilde ticari faaliyetin yürütülmeye çalışıldığı dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılmış, davalı idarece 5015 sayılı Kanun’un 19/7. maddesi uyarınca üst sınırdaki tutar üzerinden idarî para cezası uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Uyuşmazlığın sözleşmeli dağıtıcı harici akaryakıt tedarik edilmesine yönelik kısmının incelenmesinden;
5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrasında 19. maddede belirtilenlerin dışında kalan, ancak Kanun'un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara verilecek idarî para cezasının düzenlendiği, davacının, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmaline ilişkin fiili için verilecek idarî para cezasının ise, 5015 sayılı Kanun'un fiil tarihinde yürürlükte bulunan 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 3 numaralı alt bendinde düzenlendiği, bu durumda, davacıya atfedilen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali etmek" fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımı, fiil tarihinde Kanun'un 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, Kanun'un 19. maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen 19. maddesinin 7. fıkrasının, geçmişe yürütülerek, anılan fiil için yasal dayanak olarak belirlenmesinde hukukî isabet bulunmadığı; davalı idare tarafından davacının fiili, 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde düzenlenen dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali eylemi olarak nitelendirildiğinden anılan fiilin karşılığı olarak, aynı Kanun'un 19/2(c)-3 maddesi uygulanmak suretiyle, hakkında ceza yaptırımı tayini gerekmekte ise de, maddenin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması nedeniyle, davacı hakkında bu madde yönünden yaptırım uygulanmasına da hukuken imkan bulunmadığı;
Davacının dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali fiilinin 5015 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrası yönünden değerlendirilmesinden;
Olayda, davacı şirketin faaliyetini dağıtıcısı ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi kapsamında yürüttüğü; Kurul kararı ile davacı şirkete isnat edilen fiilin ise, dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal edilmesi olarak tanımlandığı, bu bağlamda, davacının fiili, idarî para cezası verilmesine dayanak olan Kanun'daki kural ile örtüşmediğinden, davacıya 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak idarî para cezası verilemeyeceği; bu durumda, dava konusu işlemin dayanağı olan 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 28/03/2013 tarihli ve 6455 sayılı Kanun'un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer alan, "Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idarî para cezası verilir:" kuralının Anayasa'nın 2. maddesine aykırı bulunarak Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması ve dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali olarak nitelendirilen davacının fiili, idarî para cezası verilmesine dayanak olan 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasındaki kural ile örtüşmediğinden, davacıya bu düzenlemelere dayanılarak idarî para cezası verilemeyeceği;
Bu itibarla, davacıya atfedilen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali etmek" fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımı, fiil tarihinde Kanunun 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, 19. maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen 19. maddesinin 7. fıkrası, anılan fiil için yasal dayanak olarak belirlenerek tesis edilen dava konusu işlemin bu kısmında hukukî isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu kararın dağıtıcısı dışı akaryakıt ikmal etme nedeniyle 70.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptaline; akaryakıt istasyonunda vaziyet planı harici gizli tanklar ve düzenek bulunması nedeniyle 1.000.000,00-TL idarî para cezası verilmesi ile istasyon otomasyon sistemine bayi tarafından müdahale edilmesi nedeniyle 70.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; davalı idarenin istinaf başvurusu açısından, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği,
Davacının istinaf başvurusunun incelenmesinden;
İstinaf başvurusuna konu edilen Mahkeme kararının, davacı vekilinin adresinde bizzat kendisine 26/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinde kurala bağlanmış olan otuz günlük istinaf başvuru süresinin 27/07/2019 tarihinde başladığı ve söz konusu otuz günlük sürenin 26/08/2019 tarihinde sona erdiği, sürenin bitmesi, çalışmaya ara verme zamanına rastladığından bu sürenin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzadığı, en son 07/09/2019 tarihine kadar istinaf başvurusunda bulunulabilecekken, eldeki istinaf başvuru dilekçesinin ise, davacı vekili tarafından, e-imzalı olarak UYAP Avukat Portalı üzerinden bu tarihten çok sonra 05/11/2019 tarihinde (saat 16:15'de) Mahkeme'ye gönderildiği ve aynı gün Mahkeme kaydına alındığı, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinde kurala bağlanmış olan otuz günlük istinaf başvuru süresinin geçirildiği, öte yandan, davalı idarenin istinaf dilekçesinin de davacı vekilinin bilinen adresine 06/09/2019 tarihinde (muhatabın işyeri tevziat saatinde kapalı olduğundan Mahalle Muhtarına) tebliğ edildiği ve 2 no.lu ihbarın kapısına yapıştırıldığı görüldüğünden, 2577 sayılı Kanun'un 48. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, davalı idarenin istinaf dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde de istinaf başvurusunda bulunabilecekken bu sürenin de geçirildiği, bu durumda, görülmekte olan davaya yönelik olmak üzere istinaf başvurusunun, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinde hükme bağlanmış olan otuz günlük süre içerisinde yapılmamış olması nedeniyle, davacının istinaf başvurusunun esasının incelenmesine hukukî imkân bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararın dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren bir neden bulunmadığından, davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun ise süre yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının, istinaf başvuru dilekçesinin ve dava konusu idarî para cezalarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, davalının soruşturma aşamasını usulüne uygun şekilde yürütmediği, davalı tarafından 06-11/07/2013 tarihinde denetim yapıldığı, ancak ön araştırma ve soruşturma prosedürünün atlanarak, sadece kendisine sunulan tutanak ve kolluk evrakı üzerinden, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri dikkate alınmaksızın cezalandırma yoluna gidildiği, 5015 sayılı Kanun 19. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre olan 3 aylık süre geçtikten sonra idarî para cezası verildiği, iş yerindeki idarî para cezasına konu tankın 100.000 litrelik tank olduğu, söz konusu tankın denetimin yapıldığı 08/07/2013 tarihinden 4 ay önce 18/03/2013 tarihinde tadilat projesi çizilmek ve yapı ruhsatı Samsun İli Kavak İlçesi Belediye Başkanlığı'na onaylatılmak suretiyle iş yeri vaziyet planına yasalara uygun bir şekilde işlenmiş tank olduğu, vaziyet planında olmayan herhangi bir tank bulunmadığı, idarî para cezasına konu olaya ilişkin olarak Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma yürütüldüğü, yapılan soruşturmada verilen 11/03/2015 tarihli karar ile hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, tüm satış pompalarının ve tankların otomasyon sistemine bağlı olduğu, denetimin yapıldığı tarihte iş yerinde bulunan otomasyon sisteminde kablolardan kaynaklı sorun yaşandığı, zaman zaman internet bağlantısındaki kopukluk ve proplardaki arıza nedeniyle kopukluk yaşandığı, arıza durumunda derhal yetkili servisin arandığı ve tamiratın yaptırıldığı, hukuka aykırı herhangi bir eylem veya işleminin olmadığı, hiçbir şekilde otomasyon sistemine müdahalede bulunulmadığı, kolluk görevlileri tarafından yapılan ulusal marker denetiminde de iistasyondaki tüm tank ve satış pompalarındaki yakıtların ulusal marker seviyelerinin geçerli çıktığı, isnat edilen olaya ilişkin olarak somut, kesin, inandırıcı, bilgi, belge ve delil bulunmadığından şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince, verilen idarî para cezasının iptali gerektiği, İdare Mahkemesi kararında somut bir tespitten bahsedilmediği, lehine mevzuat değişikliklerinin olduğu, tespitlere ilişkin bilirkişi raporu alınması gerektiği, tutanaktaki tespitlerin yoruma dayalı olduğu, tespitleri yapan kişilerin alanında uzman kişiler olmadığı, tespitlerin ancak alanında uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinin iş yerine getirilerek birebir inceleme yapması ve sonucunda hazırlanacak bilirkişi raporuna dayalı olarak yapılması gerektiği, otomasyon sistemlerinin kurulumunun, işletiminin ve kontrolünün dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olduğu, dava konusu idarî para cezalarının miktarının fahiş olduğu, mevzuata uygun şekilde idarî para cezası tesis edilmediği, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, harçtan muaf olduğundan Mahkeme kararında yargılama giderleri içerisinde aleyhine harca hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu, mevzuat hükümlerine aykırı davrananlar hakkında idarî para cezası uygulanmasının 5015 sayılı Kanun'da belirtilen temel görevlerinden olduğu, dava konusu işlemin iptaline ilişkim kısım bakımından; Kanun gereği bayisi olduğu dağıtıcı harici akaryakıt temini yapılmaması yükümlülüğüne aykırı davranıldığı, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ile 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde bayilerin dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmeleri durumunda uygulanacak yaptırıma ilişkin doğrudan bir düzenlemenin kalmadığı, "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmek" fiilinin suç olmaktan çıkarılmadığı, yaptırıma ilişkin maddenin iptal edilmiş olmasının suç teşkil eden fiilin cezalandırılmayacağı anlamına gelmediği, Kanun'da uygulanabilir başka bir hükmün bulunduğu, idarî para cezasının da bu hükme dayanılarak tesis edildiği, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin istinaf başvurusunun reddine dair kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Bayilik lisansı sahibi olan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 06-11/07/2013 tarihlerinde yapılan denetimlerdeki tespitlere ilişkin Kurul'un ... tarih ve ... sayılı kararıyla davacı şirkete, sözleşmeli dağıtıcı dışında akaryakıt ikmal edilmesi nedeniyle 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrası uyarınca 70.000,00-TL; istasyon otomasyon sistemine bayi tarafından müdahale edilmesi nedeniyle 5015 sayılı Kanun'un 6455 sayılı Kanun'la değişik 19. maddesinin 7. fıkrası uyarınca 70.000,00-TL; istasyonda vaziyet planı harici gizli tanklar ve düzenek bulundurulması nedeniyle de 5015 sayılı Kanun'un 6455 sayılı Kanun'la değişik 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi ile aynı bendin (2) numaralı alt bendi uyarınca 1.000.000,00-TL idarî para cezası verilmiş, anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın "Suç ve cezalara ilişkin esaslar" başlıklı 38. maddesinin birinci fıkrasında, kimsenin, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "Bayiler" başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetini yürütecekleri; aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde, bayilerin lisanslarının devamı süresince, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kuralına yer verilmiştir.
5015 sayılı Kanun'un "İdarî para cezaları" başlıklı 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 5, 6, 7, 8 ve 17. maddelerin ihlâli hâlinde, sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idarî para cezası verileceği; aynı maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinde, 8. maddenin ihlâli hâlinde bayiler için (c) bendinde yer alan cezanın beşte birinin uygulanacağı; yedinci fıkrasında ise, yukarıda belirtilenlerin dışında kalan, ancak bu Kanun'un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.
Dairemizce, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin "Aşağıdaki hâllerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idarî para cezası verilir:" bölümünün, anılan bendin (3) numaralı alt bendindeki, "8. maddenin ihlâli" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğu kanaatiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuş, Anayasa Mahkemesi'nin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; anılan kuralın 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa'nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptaline ve iptal hükmünün de kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
İptal hükmünün yürürlüğe girmesinden sonra, 7164 sayılı Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 32. maddesiyle, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesi yeniden düzenlenmiş, maddenin 1. fıkrasının (f) bendinin (3) numaralı alt bendinde, "8. maddenin ihlali (8. maddenin 2. fıkrasının (b) bendi hariç)" hâlinde, yüz yirmi beş bin Türk Lirasından az olmamak ve altı yüz yirmi beş bin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu petrol piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onu oranında idarî para cezası uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi'nin, dava konusu Kurul kararının, istasyon otomasyon sistemine bayi tarafından müdahale edildiğinin ve istasyonda vaziyet planına dâhil olmayan gizli tanklar ve düzenek bulundurulduğunun tespit edildiğinden bahisle idarî para cezası verilmesine yönelik kısımları yönünden davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararına yönelik davacının istinaf başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin kısmında hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dava konusu Kurul kararının davacı şirket tarafından dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal edildiğinden bahisle idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden dava konusu işlemin iptaline dair İdare Mahkemesi kararına yönelik davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının incelenmesinden;
Petrol piyasasında faaliyet gösteren piyasa aktörlerinin faaliyetlerini mevzuata uygun olarak yürütmeleri kanunî bir zorunluluktur. Aksi takdirde lisans sahibine yönelik olarak faaliyetin geçici olarak durdurulması, idarî para cezası veya sahip olunan lisansın iptali gibi bir kısım yaptırımlar uygulanabilecektir.
Piyasa faaliyetlerinin dengeli ve sağlıklı bir şekilde devamının sağlanabilmesi için bayilere de bazı yükümlülükler getirilmiştir. Bayilere getirilen bu yükümlülüklerden birisi de bayilerin, bayisi oldukları dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapmamalarıdır. Bayiler tek bir dağıtıcı ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre faaliyetlerini yürütmek zorundadırlar. Bayilerin birden fazla dağıtıcı ve onların bayilerinden aynı zamanda akaryakıt ikmali yaparak piyasa faaliyetinde bulunmaları yasaklanmıştır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun "İdari para cezaları" başlıklı 19. maddesinde, bir kısım fiillere yönelik özel yaptırımlar (idarî para cezaları) fıkralar hâlinde belirtildikten sonra, özel bir yaptırıma (idarî para cezası) bağlanmayan, ancak Kanun'un getirdiği yükümlülüklere uymayanlar hakkında genel bir yaptırıma (idarî para cezası) yer verilmiştir. Anılan Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrasında, "Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir." kuralı yer almaktadır. Kanun koyucunun bu düzenlemeyle, Kanuna aykırı hiçbir fiilin yaptırımsız kalmamasını sağlamayı amaçladığı görülmektedir.
Bayilerin, bayisi oldukları dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmemeleri yükümlülüğüne aykırı davranılması durumunda, Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan idarî para cezası yaptırımının uygulanması öngörülmüş iken, söz konusu kural Anayasa'ya aykırı görülerek iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuş, 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile, "Aşağıdaki hâllerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idarî para cezası verilir" bölümünün, 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi tarafından, bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcısı dışında başka bir dağıtıcıdan ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmamasına yönelik yükümlülüğe ilişkin olarak iptal kararı verilmediğinden, söz konusu yükümlülüğe ayrı davranan bayiler hakkında Kurumca ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak işlem tesis edileceği açıktır.
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararının yürürlüğünün 9 ay sonraya ertelenmesine rağmen bu süre içerisinde, iptal edilen kısma ilişkin yeni bir yasal düzenleme yürürlüğe girmemiştir. Bu nedenle davalı idare tarafından, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmek fiilini işlediği tespit edilen davacı şirket hakkında Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrası gereğince idarî para cezası uygulanmıştır.
İdare Mahkemesi tarafından, davacıya atfedilen "dağıtıcısı dışında akarakıt ikmal etmek" fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımının, Kanun'un 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan bahisle, 19. maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen 19. maddesinin 7. fıkrasının söz konusu fiil için uygulanamayacağı gerekçesiyle Kurul kararının bu kısmının iptaline karar verildiği, karara ilişkin davalının istinaf başvurusunun Bölge İdare Mahkemesi'nce reddedildiği görülmektedir.
Ancak, Anayasa Mahkemesi'nce bayilerin bağlı bulundukları dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri hâlinde fiilin haksızlık içeriği, bayilerin kusur durumu dikkate alınmadan, ekonomik büyüklüklerine ve sınıflarına göre adil bir denge gözetilmeden, itiraz konusu kuralla ölçülü ve makul olmayan idarî para cezası ile cezalandırılmalarının hukuk devletinin gereği olan "adalet" ve "hakkaniyet" ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu iptal kararının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan idarî para cezasının artık Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrasında yer alan "Yukarıda belirtilenler" kapsamında kabul edilmesi mümkün olmayacaktır.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçesi ile birlikte değerlendirildiğinde ise, Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrası ile, tek bir pompa ile faaliyet gösteren akaryakıt istasyonu ile büyük ölçekteki akaryakıt istasyonlarına ilişkin olarak, fiilin işleniş şekli, failin kusur durumu ve ikmal edilen akaryakıt miktarı gibi hususlar dikkate alınarak alt ve üst sınır arasında idarî para cezası takdir edilebilecektir. Ayrıca Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrasında belirlenen üst sınırdan idarî para cezası uygulanması durumunda dahi verilecek cezanın, iptal edilen Kanun maddesinde yer alan idarî para cezası miktarından ve 2019 yılında yapılan yasal değişiklik ile getirilen idarî para cezası miktarından daha lehe olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu Kurul kararının bayilik lisansı sahibi davacı şirketin akaryakıt istasyonunda 06-11/07/2013 tarihlerinde yapılan denetimlerde sözleşmeli dağıtıcısı haricinde akaryakıt tedarik ettiğinin tespit edildiğinden bahisle, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 7. fıkrası uyarınca 70.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından, kararın bu kısmının iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine;
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davacının istinaf başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin kısmının ONANMASINA oybirliğiyle;
3. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
4. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA oyçokluğuyla;
5. Davalı idare harçtan muaf olduğundan temyiz aşamasında yatırılan toplam ...-TL harcın istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
6. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 25/01/2022 tarihinde kesin olarak karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma sebeplerinden hiçbirisi bulunmadığından, Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının da onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.