12. Ceza Dairesi 2019/6230 E. , 2020/2894 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK"nını 231/11. maddesi uyarınca açıklanan TCK"nın
89/4, 22/3, 62. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/4, 22/3, 62. maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2011 tarihli ve 2010/611 esas 2011/140 karar sayılı kararının 17/05/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içerisinde 17/06/2015 tarihinde “trafik güvenliğini tehlikeye sokma” suçunu işlediği, Körfez 3. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, kararın kesinleştiği, ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2016 tarihli, 2016/23 esas, 2016/199 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Taksirle yaralama suçunun bilinçli taksirle işlenmesi halinde, yalnızca TCK"nın 89/1. maddesinde kalan taksirle yaralama suçları açısından şikayetten vazgeçmenin sonuç doğurabileceği, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanan müştekiler ..., ... ile mağdurlar ..., Elif Beyza Deniz ve ...’in adli raporlarına göre yaralanmalarının TCK"nın 89/1. maddesi kapsamında kaldığı, bu nedenle yaralanmaların niteliği itibariyle somut olayda bilinçli taksir bulunsa da yaralananlar açısından soruşturma ve kovuşturmanın şikayete tabi olduğu, kovuşturma aşamasında 07.12.2010 ve 31.12.2010 tarihli sanığın da hazır bulunduğu duruşmalarda müştekilerin ve mağdurların sanık hakkındaki şikayetten vazgeçtiği anlaşılmakla; dosya kapsamı itibariyle CMK"nın 223/9. maddesi kapsamında derhal beraat kararı verilmesini gerektiren haller de bulunmaması karşısında, kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki davanın düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, taksirle yaralama suçunun zarar suçu, TCK"nın 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu olması, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, anılan suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu olmaları kriterinin esas alınması gerektiği, buna göre, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu durumlarda sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçme veya uzlaşma nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı durumlarda ise sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiğinin kabul edilmesi karşısında; olay anında 194,8 promil alkollü halde araç kullandığı anlaşılan sanığın eyleminin, iddianamede tarif edildiği de nazara alınıp, CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilerek TCK"nın 179/3-2. maddeleri uyarınca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.