17. Hukuk Dairesi 2016/12054 E. , 2019/4925 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket nezdindeki zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine istinaden sigortalanmış olup, mülkiyeti davalıya ait olan aracın dava dışı sürücü belgesiz ..."ın sevk ve idaresinde iken 17.07.2009 tarihinde yaralamalı trafik kazasına neden olduğunu, kaza tespit tutanağına, tanık anlatımlarına ve olayın oluş şekline göre davalı aracını kullanan şahsın kazanın oluşumunda kusurlu bulunduğunu, olay sonrası yapılan kontrollerde davalı aracını kullanan ..."ın sürücü belgesinin olmadığının tespit edildiğini, bu kaza nedeniyle müvekkili şirkete ... tarafından ...Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/57 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve bu dosya kapsamında davacıya 40.500,00 TL ödeme yapıldığını belirterek, 40.500,00 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak davanın reddine, karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat talebine ilişkindir.
Eldeki davada davacı vekili müvekkiline zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın karışmış olduğu
kazada meydana gelen yaralanma nedeniyle ödemiş olduğu tazminatı, sigortalı aracın sürücüsünün yeterli sürücü belgesine sahip olmaması nedeniyle sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsilini talep etmektedir. Mahkemece daha önce aynı mahkemede görülüp karara bağlanan ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen 2013/57 esas ve 2016/103 Karar sayılı ilam dayanak gösterilerek, davalının kaza tarihinde aracın maliki olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup yapılan değerlendirme ve varılan sonuç uygulanan yasa maddelerine ve Daire içtihatlarına uygun düşmemiştir.
Şöyle ki ; söz konusu davadan daha önce davacı ... şirketi tarafından yaralanan yayaya yapılan tedavi ödemesi nedeniyle davalı taraf aleyhine icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 2010/821 E 2012/168 K sayılı ret kararının davacı ... şirketi tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 05.11.2012 tarih 2012/7946 E 2012/12081 K sayılı ilamı ile de bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Anılan Dairemiz kararında da belirtildiği üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun 94. maddesinde “ Sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır.Sigortacı sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde feshedebilir.Sigorta fesih tarihinden onbeş gün sonrasına kadar geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B-4 maddesinde de sigortacının rücu hakkı düzenlenmiş, B-4.c maddesinde “ tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gerekli ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş olması halinde “ sigortacının rücu hakkı bulunduğu bildirilmiştir.
Somut olayda, dava konusu sigortalı araç 24.06.2009 tarihinde davalı sigortalı tarafından dava dışı üçüncü kişiye satılmış, 17.07.2009 tarihinde ehliyetsiz sürücünün idaresinde kaza gerçekleşmiş, bu süreçte davacıya mülkiyet değişikliği ile ilgili bildirimde bulunulmamış, davacı tarafından trafik sigortası kapsamında kaza nedeniyle 40.500,00 TL ödenmiştir. Davalı sigortalının mülkiyet değişikliğini KTK’nun 94. maddesi uyarınca sigortacıya bildirmemesi nedeniyle anılan madde de düzenlenen fesih süreci gerçekleşmediğinden, davacı ile davalı arasındaki zorunlu mali mesuliyet sigortası sözleşme hükümleri geçerlidir. Kaza sırasında araç ehliyetsiz sürücü tarafından kullanıldığından sigortacının, sigortalı davalıya rücu hakkı bulunmaktadır.
Bu durumda, davacı sigortacının davalıya rücu hakkı olduğu kabul edilerek, kaza nedeniyle üçüncü kişide oluşan yaralanma nedeniyle gerçekleşen zarar yönünden tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece tüm bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.