Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/191
Karar No: 2016/71
Karar Tarihi: 22.01.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/191 Esas 2016/71 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/191 E.  ,  2016/71 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İş Mahkemesi"nce davanın kabulüne dair verilen 29.07.2009 gün ve 2009/237 E. 2009/578 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 14.02.2012 gün ve 2009/37468 E. 2012/3773 K. sayılı ilamı ile;
    (...A) Davacı İsteminin Özeti:
    Dava ek dava niteliğinde olup, kısmi davada belirlenen ve fazlası saklı tutulan bir kısım işçilik alacaklarının ödetilmesi talep edilmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı cevap dilekçesinde, kısmi davanın kesinleşmediğini belirterek isteklerin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davalı hakkında açılan kısmi davada verilen karar kesinleşmemiş olsa da, bilirkişi raporu ile belirlenen isteklerden fazla çalışma dışına kalan talepler yönünde saklı tutulan kısım bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Davacının davalı belediye işçisi olmadığı ve davalıdan temizlik işini alan alt işverenler işçisi olarak çalıştığı uyuşmazlık dışıdır. Dava dilekçesinde davalının asıl işveren sıfatını taşıdığı açıklanmış olup, mahkemece de kısmi davada yapılan yargılama sonunda davalının 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesi kapsamına asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda davacı işçi 6772 sayılı Yasada sözü edilen kurum ve kuruluşlardan birinde çalışmadığından ilave tediye alacağına hak kazanması söz konusu olmaz. Davalı belediye işveren olmayıp, 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesi gereği işçiye karşı sorumluluk üstlenmiştir. Davacının gerçek işvereni, ihbar olunan alt işverenler olup, kamu kurumundan iş almış olsa da 6772 sayılı Yasanın 1. maddesindeki koşulları taşımayan alt işverenin ilave tediye ödeme yükümü bulunmamaktadır. Davalı işveren hakkında davacının açmış olduğu kısmi davada da Dairemizce bozma kararı verilmiş ve ilave tediye hakkının doğmadığı belirtilmiştir. Asıl işverenin işçilik alacaklarından sorumluluğu alt işverenin sorumluluğunu aşamayacağından, ilave tediye alacağı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir...)
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, işçilik alacakları olan kıdem ve ihbar tazminatı, genel ve hafta tatilleri ücreti, yıllık ücretli izin ücreti ile ilave tediye ücreti alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, ilave tediye alacağı ve genel ve hafta tatilleri ücreti alacağının kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece; yukarıda yer alan gerekçe ile bozulmuştur. Mahkemece; önceki gerekçe genişletilerek direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasına girilmeden önce, dava konusu “ilave tediye ücreti” alacağının miktarı itibariyle direnme kararına karşı, temyiz yasa yolunun açık olup olmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir.
    Öncelikle belirtilmelidir ki, 1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş, anılan Kanunun 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
    Bu bağlamda 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi;
    “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanun’un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    (2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    (3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
    Yukarıdaki madde metninden, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulu’nca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1. maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.
    Direnme kararının verildiği 25.10.2013 tarihinde bu miktar 1.820,00.-TL’dir.
    16.07.1981 gün ve 2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
    Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, yerel mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
    Yeri gelmişken eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar vardır:
    Davacı eldeki alacak davası ile; diğer alacakları yanında ilave tediye ücreti alacağının da tahsilini istemiştir. Mahkemece verilen karar, Özel Dairece sadece ilave tediye ücreti alacağına yönelik olarak bozulmuş, diğer işçilik alacakları yönünden bir bozma yapılmadığından hükmün ilave tediye ücreti alacağı kısmı dışında kalan bölümü kesinleşmiştir. Mahkemece davacının 01.05.2006 tarihinden öncesi için hak ettiği 870,60.-TL net ilave tediye ücreti alacağının bulunduğu gerekçesi ile önceki hükmünde direndiği anlaşılmaktadır. Belirtilen ve direnmeye konu bu miktar direnme kararının verildiği 25.10.2013 tarihinde temyiz kesinlik sınırı olan 1.820,00.-TL’nin altındadır.
    Şu hale göre bozma ve direnme kararlarının kapsamı itibariyle davacının talep edebileceği ilave tediye ücreti alacağının 1.820,00.-TL’nin altında olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
    Direnme kararının verildiği 25.10.2013 tarihinde, temyiz (kesinlik) sınırı 1.820,00.- TL olmakla, direnme kararı miktar itibariyle açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, 22.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi