20. Hukuk Dairesi 2016/8770 E. , 2018/3785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... köyü, 111 ada 49 parsel sayılı 17625,95 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, yörede yapılan kadastro sırasında orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiş ve tutanak 03.08.2004 - 02.09.2004 tarihleri arasında ilâna çıkarılmış, 03.09.2004 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı 05/11/2009 tarihli dava dilekçesinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili talebiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, ... ilçesi, .... köyü, Kırmızı mevkiinde bulunan 111 ada 49 parsel numaralı 17625,95 m2 yüzölçümünde orman vasfındaki taşınmazın tapu kaydının iptali ile aynı ada, parsel, cins ve yüzölçümü altında davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/05/2013 tarih ve 2013/1832 - 2013/5670 E.K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarım arazisi olduğu ve davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede kesinleşmiş orman tahdidi bulunup bulunmadığı Orman Yönetiminden sorulmamış, keşif sonrası alınan bilirkişi raporu parsel bazında olup, en az bir ada bazında inceleme yapılmamış ve ayrıca memleket haritası ile kadastro paftasının ölçekleri de denkleştirilerek uygulanmamış, uygulandığı belirtilen memleket haritasının tarihi belirtilmediğinden en eski tarihli olup olmadığı hususu da anlaşılamamış,çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanak örnekleri, dayanak belgeleri ve tapu kayıtları getirtilip dava konusu taşınmazı ne şekilde sınır gösterdikleri araştırılmamış, keşifte tesbit bilirkişileri dinlenmemiş, bundan ayrı olarak ziraatçi bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde ne kadar zamandan beridir tarımsal faaliyet yapıldığı hususu açıklanmamış, sadece ""kültürel tarıma elverişli arazi"" olduğu hususu belirtilmiş, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında dava konusu taşınmazın kimse tarafından kullanılmadığının belirtilmesi karşısında raporlar ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmemiştir. Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır."" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
-2-
2016/8770 - 2018/3785
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 3. maddesine göre 03.09.2004 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil isteyen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/05/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.