11. Hukuk Dairesi 2019/2234 E. , 2019/4569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Çine Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25/05/2016 tarih ve 2015/4-2016/224 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl dosya davacısı vekili ve asıl dosya davalısı birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl dosyada davacı vekili, müvekkili ile davalının Uysal Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin ortakları olduğunu, şirketin uzun süredir davalı tarafından yönetildiğini, davalının ihtarname ile müvekkiline şirketteki ortaklığı sona erdireceğini, sorumlu müdürlük görevinden ve ortaklıktan ayrılacağını bildirdiğini, ihtarnameden sonra davalının şirkete ait mandıraya gelmemeye başladığını, şirketin 10 yıldır kar dağıtımı yapmadığını, fiilen yönetimsiz durumda olduğunu, defterlerde ve stokta görülen malların fiilen bulunmadığını, şirket hesaplarından çekilen paraların akıbetinin bilinmediğini, şirket adına alınan kredilerle davalının eşinin kredi borçlarının ödendiğini, tahsili mümkün olmayan satışlar yapılarak şirketin zarara uğratıldığını, şirketin ödenmiş sermayesinin fiilen bulunmadığını ve şirketin piyasaya 2.000.000,00 TL borcunun bulunduğunu, bu nedenlerle ortaklığın yürütülmesinin imkansız hale geldiğini ileri sürerek karar kesinleşinceye kadar şirkete kayyım tayin edilip, haklı sebeplerle şirketin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dosya davalısı birleşen dosya davacısı vekili, müvekkilinin iddiaların aksine 17/09/2014 tarihinden beri şirkete gidemediğini, davacının eşinin müvekkilinin şirkete girmesini fiilen engellediğini, şirketin mallarının davacının eşi tarafından usul ve kanun dışı işlemler ile devredilmeye çalışıldığını, müvekkilinin şirkete ait fatura ve irsaliyeleri, kanunen tutulması gereken defterleri, mali kayıtları şirketten alamadığını, davacının şirketin mali değerlerini, süt, peynir ve diğer mamullerini başka kişi ve davacının kurduğu Karapınar Peynircilik işletmesine aktardığını ve bu işletmeye devirler yaptığını, yine süt paralarını bu işletmeye aktarmaya çalıştığını, şirketin içinin davacı tarafından boşaltılmaya çalışıldığını, bu konuda davacıya ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin iş yerine gidememesi ve fiziki şiddet görmesi ile ilgili Çine Asliye Ceza mahkemesinde dosya bulunduğunu, dağıtılmayan şirket karlarının sermayeye ilavesi konusunda karar alınması için davacının çağrılmasına rağmen şirkete gelmediğini, karın sermayeye ilave edilmediğini, özkaynak kalemi ile geçmiş yıllar karlarında bu miktarların bekletildiğini, şirketin fiilen yönetimsiz olmayıp davacının eşi tarafından şiddet kullanılarak yönetildiğini, şirket aktiflerinde ve stokta olması gereken mallrın olmamasının sebebinin de yine davacının eşi olduğunu, davacının iyiniyetli olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, birleşen dosyada ise müvekkilinin gördüğü lüzum üzerine şirket ortaklığından ayrılmaya karar verip bu durumu davalı şirketin halen sorumlu müdürü olan ...’a gönderdiği ihtarname ile bildirdiğini, müvekkilinin ortaklıktan çıkmasını gerektiren haklı nedenler olduğunu, diğer ortak ...’ın eşinin 16/05/2014 tarihinde herhangi bir hak ve yetkisinin bulunmamasına rağmen şirket yönetimine el koymak isteyip davacıya ağır hakeretler ettiğini, bu konuda yaptıkları şikayet üzerinde Çine CBS’nda 2014/789 Sor. numaralı ile soruşturmaya başlanıldığını ve davacının eşi hakkında Çine Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/314 E. sayılı dosyadan dava açıldığını, yargılama sonucunda cezalandırma kararı verildiğini, yine bir kısım malların ...’ın eşi tarafından geçimini sağlamak amacıyla çalınması ile ilgili Çine Asliye Ceza Mahkemesinde 2014/195 E. sayılı dava olduğunu, müvekkilinin şirketi yönetemediğinden 17/09/2014 tarihinde şirket yönetimi ve iş yerinden ayrılmak zorunda kaldığını, şirketin durumunun günden güne kötüye gittiğini, müvekkilinin hissesinin değerinin azalmaya başladığını ileri sürerek müvekkilinin davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada şirket tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında süre gelen bir husumetin olduğu, davalı vekilinin yazılı beyanında şirketi devralmaya hazır olduğunu belirttiği, son olarak bilirkişilerden alınan ek rapora göre davacının sermayenin %30 una karşılık gelen ortaklık payının değerinin 209.159,09 TL olduğu gerekçesi ile ortaklık payının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesi karşısında davacının şirket ortaklığından çıkmasına, buna karşılık davalı tarafından açılan ve birleştirilen 2015/6 esas sayılı ortaklık payı alacağının tahsili davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl dosya davacısı vekili ve asıl dosya davalısı birleşen dosya davacısı vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava, limited şirketin fesih ve tasfiyesi, birleşen dava ise şirketten çıkma istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK"nın 636/3 maddesine göre “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.”, aynı Yasa"nın 638/2 maddesine göre ise “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.”
Somut davada, husumet diğer ortak olan ...’na yöneltilmiş ise de, davalı olarak gösterilen Sevilay, şirket müdürü, olup şirket iki ortaklı olduğundan iş bu davada husumetin şirkete yöneltildiğinin kabulü gerekir. Davacı ancak belli sebepleri ispatlaması halinde şirketin feshini isteyebilir. Ancak, mahkemece alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere, davacı haklı sebeplerin gerçekleştiğini iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispatlayamamıştır. Davalı olarak gösterilen şirket müdürü Sevilay, davacıya Aydın 2. Noterliği’nden 23/01/2015 tarih 1886 yevmiye numarası ile gönderdiği ihtarnamede “17/09/2014 tarihinden itibaren ortağı ve müdürü olduğu Uysal Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ne diğer ihtar edilen ...’ın fiili ve fiziki engellemelerinden dolayı giremediğini, şirketi yönetemediğini, el konulan şirkette usulsüz devirler yapılmaya ve usulsüz faturalar kesilmeye çalışıldığını tespit ettiğini, hiçbir yetki olmadığı halde gerçeğe aykırı evraklarla yetkiliymiş gibi gerçeğe aykırı bir takım fiş ve faturalar kesilmeye çalışıldığını, şirkete zarar verildiğini”belirtmiştir.. Delil olarak gösterilen Çine Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/314 Esas sayılı dosyadan yapılan yargılama sonucunda davacının eşi ... dosyadaki açık beyanı doğrultusunda Sevilay’a karşı darp ve hakaret suçundan dolayı mahkum olmuş ve karar kesinleşmiştir. Yine aynı konu ile ilgili Sevilay’ın şikayeti sonucunda Çine Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/40 D.İş Esas ve 2014/40 Karar sayılı dosyasından ...’ın davalı ...’a karşı şiddet, tehdit, hakaret ve küçük düşürmeye yönelik davranışları sebebiyle 6284 sayılı yasaya göre koruma kararı verilmiştir. Ayrıca, davacı 10 yıl süre ile kar dağıtılmadığını iddia etmişse de, bu süre zarfında genel kurullarda bu yönde talepte bulunduğunu, talebinin reddedildiğini gösterir bir delil de ibraz etmemiştir. Bu durumda, haklı sebeplerin varlığının gerçekleştiği iddia edilemeyeceğinden alternatif çözüm olarak davacının ortaklıktan çıkarılmasına dahi karar verilemez. Kaldı ki, bir an için davanın bu yönde kabulü gerektiği sonucuna varılsa da, bu durumda davalının şirket olduğu gözetilerek yargılama giderlerinin şirketten tahsiline karar verilmesi gerekirken müdür ...’ndan tahsiline karar verilmeside doğru değildir.
Birleşen davada ise, davacı haklı sebepler ileri sürerek TTK 638/2 maddesi gereğince şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiş ve bu talebin reddine karar verilmişse de, HMK 297/1-c maddesine göre mahkeme kararının “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.” içermesi gerekmekte olup, somut dava ile ilgili verilen kararda ise davacının taleplerinin neden reddedildiğine dair hiçbir gerekçe yer almaması dahi doğru olmadığından kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.