Esas No: 2022/3737
Karar No: 2022/11792
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/3737 Esas 2022/11792 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/3737 E. , 2022/11792 K."İçtihat Metni"
KARAR
Basit tehdit ve kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 125/1, 125/3-a, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 TL ve 7.080,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2020 tarihli ve 2020/64 esas, 2020/274 sayılı kararına karşı katılan vekilinin vekalet ücreti yönünden yaptığı itirazın kabulüne ilişkin mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 18/08/2020 tarihli ve 2020/684 değişik ... sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 20/01/2022 gün ve 2021/157036 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “ İtiraz merciince hükmün esasına yönelik katılan vekili ve sanık müdafii tarafından yapılan itirazların reddine, katılan vekili tarafından vekâlet ücreti yönünden yapılan itirazın ise kabulüne karar verilmekle, anılan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına hükmedilmeden, gereği için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 24/05/2021 tarihli ve 2021/8321 esas, 2021/8712 karar sayılı ilamında, "..İtiraz mercii olan ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan "itiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir" hükmü karşısında, itiraz konusunda karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde yargılama yapılmak üzere dosyayı mahkemesine iade etmesinde isabet görülmemiştir." şeklinde yer alan açıklamalar nazara alındığında,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir" şeklindeki düzenleme ile söz konusu eksikliğin itiraz merciince giderilebilecek eksikliklerden olduğu nazara alınarak, itiraz konusu hakkında bir karar vermesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nın 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet Savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet Savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “….Dolayısıyla, kanunda yer alan "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir" hükmü, itirazı kabul eden merciin sadece "itiraz konusu" hakkında karar vermesi şeklinde anlaşılmalıdır. Buna karşın bu hüküm itiraz konusu dışında dosyanın esası hakkında da yargılamayı sonuçlandıracak (örneğin görevsizlik kararını kaldıran merciin dosyanın esası hakkında karar vermesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararı kaldıran merciin hükmü açıklaması gibi) bir karar vermesi gerektiği şeklinde yorumlanmamalıdır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 26/10/2010 gün ve 182-209 sayılı kararında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itirazı inceleyen merciin, itirazı yerinde görmesi halinde dosyayı hükmün açıklanması için yargılamayı yapan asıl mahkemesine göndermesi gerektiği kabul edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile itirazı kabul eden merciin dosyayı gereği için mahkemesine iade etmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Somut olayda itirazı incelemekle görevli ... Ağır Ceza Mahkemesinin itirazı yerinde gördüğü ve itirazın kabulüne karar vererek gereği için dosyayı mahkemesine iade ettiği, dolayısıyla uygulamasının yukarıdaki açıklamalar ışığında hukuka uygun olduğu görülüp kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, 09/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.