15. Ceza Dairesi 2019/1708 E. , 2020/8557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : 1-TCK"nın 207/1, 43/1, 62, 51, 53 maddeleri gereği mahkumiyet, (9 kez)
2-TCK"nın 207/1, 43, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri gereği mahkumiyet (2 kez)
3-TCK"nın 157/1, 43, 62, 53 maddeleri gereği mahkumiyet
Özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunun mağdurlarının farklı olduğu, dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamında kaldığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın, katılan .... Özel Eğitim kurumlarına ait dersanede öğrenci kayıt işlemleri yaptığı, kotayı doldurmak ve prim almak için gerçekte kayıt yaptırmayan öğrenciler adına kayıt oluşturup velilerini borçlu göstermek suretiyle değişik miktarlarda toplam 162 adet sahte senet düzenlemek suretiyle üzerine atılı suçları işlediği iddia edilen olayda;
1-Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih, 2013/11-397; 2014/202 E. K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, sanığın, aynı suç işleme kararıyla ve aynı anda düzenlenen belgelerle ilgili olarak tek bir suçtan hüküm kurulması gerekeceği, buna karşın, aynı suç işleme kararıyla fakat değişik zamanlarda düzenlenen belgelerle ilgili olarak yine tek bir suçtan hüküm kurulup, aynı Kanun"un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği, farklı suç işleme kastının bulunduğunun ispatı halinde her bir eylemin ayrı bir suç oluşturacağı dikkate alınarak, yapılan sahteciliğin aldatma yeteneğine haiz olup olmadığının tespit edilmemiş olması ve sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının, belirlenmesi amacıyla, söz konusu senetlerin duruşmaya getirtilerek incelenip, özellikleri zapta geçirilerek, suça konu senetlerin resmi ya da özel belge mahiyetinde olup olmadığı, aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, ayrıca senetlerin aynı anda düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilmesi, senetlerin aynı anda düzenlendiğinin tespiti halinde ağırlığıyla orantılı olacak şekilde takdir hakkının kullanılması suretiyle alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılıp 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesinde sayılan kriterler esas alınarak, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine uygun şekilde cezaların alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tek bir suçtan hüküm kurulması, aynı suç işleme kararıyla fakat değişik zamanlarda düzenlendiğinin tespiti halinde hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine uygun şekilde cezaların alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tek bir suçtan hüküm kurularak aynı Kanun"un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği gözetilmeksizin, özel belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı dokuz kez ve iki kez mahkumiyet hükümleri kurularak fazla ceza tayini,
2-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 21/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.