Hukuk Genel Kurulu 2014/119 E. , 2016/68 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.10.2011 gün ve 2009/772 Esas 2011/532 Karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.02.2013 gün ve 2012/1932 Esas 2013/2574 Karar sayılı ilamı ile;
“...Davacı vekili, dava dışı sigortalısına ait olan emtianın müvekkili sigorta şirketi nezdinde “Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığını, dava dışı sigortalısına ait gıda katkı maddelerinin davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu ve diğer davalı şirkete ait antrepoda gümrük işlemlerinin tamamlanması için bekletilirken 26/10/2008 tarihinde meydana gelen sel olayı nedeniyle dava dışı sigortalıya ait emtiaların hasara uğradığını, ortaya çıkan zarardan davalıların sorumlu olduğunu ve olay nedeniyle dava dışı sigortalıya 93.110,15 TL ödendiğini, TTK’nın 1301. maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalıların müvekkili şirkete ödeme yapmadıklarını, bunun üzerine davalılar aleyhine icra takibi başlattıklarını, takibin davalıların haksız itirazlarıyla durduğunu ileri sürerek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, rizikonun sigorta sözleşmesinden sonra oluştuğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve kısmen yararlanılan bilirkişi raporuna göre, davalı sigorta şirketi ile yapılan sözleşmenin riziko gerçekleştikten sonra yapıldığı, diğer davalı şirketin de sel gibi mücbir sebep karşısında oluşan zarardan sorumlu tutulamayacağı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçenin sorumluluk sigortası niteliğinde olmayıp mal sigortası olmasına ve üçüncü kişilerin mallarına yönelik bir teminat içermemesine göre davacı vekilinin davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine yönelik hükme ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Mahkemece, dava konusu sel olayı mücbir sebep kabul edilerek davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş ise de, alınan 20.6.2011 tarihli bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere, davalı şirketin sahibi olduğu deponun daha önce de sık sık sele maruz kalan bir dere yatağında bulunması nedeniyle, 26.10.2008 tarihinde meydana gelen sel olayının önceden sezilemeyen ve öngörülemeyen bir sebepten, diğer bir söyleyişle “mücbir sebep”ten kaynaklandığı ileri sürülemez. Nitekim, aynı davalı hakkında açılmış bir başka davada verilen yerel mahkeme kararında da zarar doğuran 26.10.2008 tarihli sel olayı mücbir sebep kabul edilmemiş, söz konusu mahkeme kararı Dairemizin 18.1.2012 tarih ve 10291-312 sayılı kararı ile onanmıştır. Söz konusu olayla ilgili emsal nitelikteki Dairemiz kararı ve mahkemece alınan bilirkişi raporundaki tespitler nazara alındığında davalının mücbir sebep savunmasının reddi gerekirken, yazılı ve yetersiz gerekçe gösterilmek suretiyle davalı depo sahibi şirket hakkındaki davanın dahi reddine karar verilmesi yerinde olmamış, kararın bozulması gerekmiştir …”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 22.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.