23. Hukuk Dairesi 2016/6148 E. , 2017/862 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin borçlu ..."den alacağını alamaması üzerine Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/2785 E. sayılı dosyasında takip başlattıklarını, 22.04.2013 tarihinde borçlunun taşınmazları için haciz müzekkeresi yazıldığını, mahcuz taşınmazın satılması üzerine Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/2863 E. sayılı dosyasından yapılan 24.04.2014 tarihli sıra cetveli ve derece kararının taraflarına 29.04.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, bu derece kararına göre Aksaray 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/2657 ve 2013/2663 E. sayılı dosyaları arasında satış bedelinin garameten paylaştırıldığını, aynı derecede olan ve garameten pay alması gereken müvekkilinin alacaklı bulunduğu dosyaya pay ayrılmadığını, davalıların hacizlerinin ihtiyati haciz olduğu için ve müvekkilinin davalıların takipleri kesinleşmeden ihtiyati haciz kararı alarak tapuya haciz koyduğu için satış bedelinin müvekkili ile davalılar arasında garameten paylaştırılması gerektiğini, davalılar ve borçlu arasında gerçek bir alacak borç ilişkisi bulunmadığını, davalıların takip konusu alacağının gerçek bir alacak olmadığını ileri sürerek, davanın kabulü ile davalılara ayrılan payın alacağı oranında ve yargılama giderleri olmak üzere davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, borçlu ... aleyhine alınan ihtiyati hacizlerin davacının aldığı hacizden daha önce alındığını ve kesinleştirildiğini, taraflarınca borçlu aleyhine yapılan tüm işlemlerin davacının yaptığı işlemlerden daha önce tarihli olduğunu, davacı henüz icra takibine başlamadan borçlunun taşınmazları üzerine taraflarınca haciz uygulaması gerçekleştirildiğini ve kesinleştirildiğini, davacının sıra cetvelinden garameten pay alınmasını talep etmesi için öncelikle taraflarınca yapılan haczin kesinleşme tarihinde haciz hakkının bulunması gerektiğini, yapılan takibin kambiyo senetlerine özgü bir takip olduğunu, icra dairesinin senetlerin kambiyo vasfı taşıdığını res"en gözeteceğini, bu konularda icra dairesi ve borçlunun yetkili olduğunu, davacının icra dairesinin veya borçlunun yetkilerine bürünerek derdest davada bu hususların araştırılmasını istemesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün kural olarak davalı alacaklı üzerinde olduğu,
her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, çek, vs. alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı, davalının borçlu ..."ten olan alacağının varlığını ispata yönelik yeterli delil ibraz etmediği, davalının bir kısım çekler ibraz edip alacağının varlığını ispatlamaya çalışmış ise de, bankalardan gelen yazı cevaplarına göre davalının borçludan alacaklı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/2863 E. sayılı dosyasında düzenlenen 25.04.2014 tarihli sıra ve derece kararı ile davalılara Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/2657 E. sayılı dosyası ile Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/2663 E. sayılı dosyası yönünden ayrılan paydan, davacının Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/2785 E. sayılı dosyasında alacaklı olduğu miktar kadarının davacıya ödenmesine, kalan miktarın davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir.
Aynı sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, aynı alacaklılara husumet yöneltilerek davalar açılmış olması halinde açılan tüm davaların birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılması, birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesi açısından ve bir davada verilen kararın diğer davanın sonucunu etkileme olasılığından kaynaklanan bir zorunluluktur. Bu durumda davaların birleştirilerek yargılama yapılması, sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Aynı sıra cetveline yönelik farklı davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması; kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olması ve uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimalini de doğurabilecektir.
Dairemize, temyiz incelemesi için gönderilen aynı Mahkeme"nin aynı sıra cetveline yönelik 2014/488 E. ve 2014/564 E. sayılı davaların bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, aynı sıra cetveline karşı, aynı mahkemede açılmış yukarıda anılan davaların HMK"nın 166/4. maddesi uyarınca birbiriyle bağlantılı olduğunun kabulü ile davaların birleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, aşağıdaki onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.