12. Ceza Dairesi 2019/9263 E. , 2020/2882 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : Her iki sanık için; CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
Taksirle yaralama suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, müşteki tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
...’ın soruşturma ve kovuşturma aşamasında sanıklardan şikayetçi olduğu, 16.07.2014 tarihli celsede katılma talebinde bulunmasına istinaden katılmasına karar verildiği, ...’ın yargılama sırasında 20.04.2015 tarihinde öldüğü, yapılan yargılama sonucu verilen kararı öğrenen ölen ...’ın kanuni mirasçısı ...’ın sanıklar hakkında şikayetçi olduklarını bildirerek cezalandırılmasını talep ettiği, her ne kadar yargılama aşamasında davaya katılması hususunda bir karar verilmemiş ise de; temyiz istemi davaya katılma talebi olarak değerlendirilmiş olup, müştekinin 5271 sayılı CMK"nın 243. ve 237/2. maddeleri uyarınca kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;
Olay günü, sanık ..."nun Çay Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yaptığı, diğer sanık ..."ün aynı yerde hemşire olarak görevli olduğu, ...‘ın halsizlik şikayeti ile Çay Aile Sağlığı Merkezine müracaat ettiği, sanık ..."nun ...‘ı muayene ettiği, Dicloron ve Sirdalud"dan adlı ilaçlarını reçeteye yazdığı, şikayetçinin ilaçları eczaneden alıp tekrar Çay Aile Sağlığı Merkezine geldiği, hemşire olan diğer sanık ..."ün ...‘a iğnesini yaptığı, ayağa kalkan ...‘ın yürüme zorluğu çekerek Aile Sağlığı Merkezinden ayrıldığı, şikayetlerinin artması üzerine başka sağlık kuruluşuna giderek muayene olduğu, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 10.02.2012 tarihli raporunda ...‘ın yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirmesi niteliğinde olup olmadığının Mayıs 2013 yılında muayene edildiğinde anlaşılabileceğinin belirtildiği, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 18.03.2013 tarihli raporunda şikayetçideki kas güçsüzlüğünün duyularından veya organlarından birinin işlevini sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olmadığının belirtildiği, yapılan yargılama sırasında ...‘ın 20.04.2015 tarihinde öldüğü olayda; 22.05.2015 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan raporda; dava konusu olayda kişiye glüteal bölgeden intramüsküler enjeksiyon yapıldığının anlaşıldığı, enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiği, bu durumun enjeksiyonların tekniğine uygun yapılması durumunda da daha önceden öngörülemeyecek ve önlenemeyecek arazlara sebep olabildiği, bu durumun her türlü özene rağmen oluşabilecek herhangi bir kusur ve ihmalden kaynaklanmayan komplikasyon olarak nitelendirildiği, enjeksiyonun yapılış tekniği ve uygulanan bölgenin uyumsuzluğu yönünden tıbbi bir delil de tanımlanmadığından, tüm bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, enjeksiyonu uygulayan sağlık personeline ve enjeksiyon yapılma talimatı veren ilgili hekime herhangi bir kusur izafe edilemediğinin belirtilmesi karşısında tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından faillerin kast veya taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, müştekinin sanıkların cezalandırılmasına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 02.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.