
Esas No: 2017/545
Karar No: 2017/861
Karar Tarihi: 20.03.2017
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/545 Esas 2017/861 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen sıra cetveline itiraz davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 15.12.2016 gün ve 4847 Esas, 5119 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili banka tarafından dava dışı borçlu... ve arkadaşları aleyhine başlatılan icra takibi neticesinde borçlu... adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, hacizli taşınmazın 20.01.2014 tarihinde cebri icra yoluyla satılmasının ardından satış bedeli tüm alacaklıların alacağını karşılamayınca 25.04.2014 tarihli sıra cetvelinin tanzim edildiğini, cetvelde 1. ve 2. sırada yer alan davalı alacaklının alacağının gerçekte var olmadığını, muvazaalı olduğunu ayrıca hacizlerine dayanak ihtiyati haciz kararının da görevsiz mahkemece verilmiş olması nedeniyle hacizlerin geçersiz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın alacağı nispetinde davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacaklı oldukları icra dosyalarından yaptıkları ihtiyati haczin davacı tarafın haczinden önce olduğunu, muvazaa iddiasının gerçekle bağdaşmadığını, ispat yükünün kendilerinde olmadığını, müvekkili ile borçlu... arasında ticari ilişki olduğuna dair çeşitli bankalardan verilen çekler bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün kural olarak davalı alacaklıda olduğu, davalının alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, çek, vs. gibi belgelerin alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadıkları, davalının borçludan olan alacağının varlığını ispata yönelik yeterli delil ibraz edemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 15.12.2016 tarih ve 2016/4847 E., 2016/5419 K. sayılı ilamıyla mahkeme kararı onanmıştır.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1- Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir.
Aynı sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, aynı alacaklılara husumet yöneltilerek davalar açılmış olması halinde açılan tüm davaların birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılması, birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesi açısından ve bir davada verilen kararın diğer davanın sonucunu etkileme olasılığından kaynaklanan bir zorunluluktur. Bu durumda davaların birleştirilerek yargılama yapılması, sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Aynı sıra cetveline yönelik farklı davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması; kararların infazında
da şüphe ve tereddütlere neden olması ve uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimalini de doğurabilecektir.
Dairemize, temyiz incelemesi için gönderilen aynı Mahkeme"nin aynı sıra cetveline yönelik 2014/564 E. sayılı ve 2014/474 E. sayılı davaların bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, aynı sıra cetveline karşı, aynı mahkemede açılmış yukarıda anılan davaların HMK"nın 166/4. maddesi uyarınca birbiriyle bağlantılı olduğunun kabulü ile davaların birleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığından, Dairemizin 15.12.2016 tarih ve 2016/4847 E., 2016/5419 K. sayılı onama kararı kaldırılarak, anlatılan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 15.12.2016 tarihli, 2016/4847 E., 2016/5419 K. sayılı ilamının kaldırılmasına, hükmün re"sen BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.