4. Ceza Dairesi 2020/24361 E. , 2021/3693 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Fuhuş
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
TEMYİZ EDENLER : O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafileri
KARAR
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve iletişimin tespiti kararlarının verildiği tarihlerde fuhuş suçunun CMK"nın 135. maddesindeki katalog suçlar arasında yer almaması nedeniyle iletişimin tespiti kararlarıyla elde edilen görüşme kayıtlarının, fuhuş suçu açısından yasal delil niteliğinde olmadığı anlaşılmakla, bu kayıtlar değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanıklar ..., ... ve ..."a yükletilen fuhuş eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Fuhuş suçunun mağdur sayısınca oluşacağı nazara alınmadan sanıklar hakkında tek suçtan hüküm kurulmuş, sanıkların , bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdurların birden fazla fuhuş yapmasına aracılık etmesi şeklindeki eyleminde TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ve TCK"nın 227/2. maddesinde hapis cezalarının yanında adli para cezası da öngörülmesine karşın, adli para cezasına hükmedilmemiş ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
2- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında fuhuş suçundan verilen beraat kararlarının yerinde olduğu ve sanıklar ... ve ... müdafiinin bu sanıklar yönünden vekaletname ibraz etmediğinden vekalet ücretine hak kazanamayacağı,
Anlaşıldığından, O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye kısmen uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 09/02/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı oy)
KARŞI OY
Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık Beraat eden ve kendilerini müdafi ile temsil ettiren sanıklar ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkindir.
Konunun sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için kısaca mahkemelerce haksız çıkan taraf aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti üzerinde durmak gerekir. Mahkemelerce hükmedilecek yasal vekalet ücretinin tarafları ve hükümlerinin, sanıkla avukatı arasında yapılan sözleşmede kararlaştırılan avukatlık ücretinin tarafları ve hükümleriyle farklı olduğundan sözleşmeden kaynaklanan avukatlık ücreti somut olayımızla ilişkili olmadığından inceleme dışında tutulmuş olup sadece yasadan kaynaklanan vekalet ücreti irdelenmiştir.
5271 sayılı CMK"nun "Yargılama giderleri" başlıklı 324. maddesi; "(1) Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.
(2) Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir..." şeklinde düzenlenerek, avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma aşamalarında yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan harcamalar ve taraflarca yapılan ödemelerin yargılama giderleri kapsamında olduğu açıkça belirtilmiştir.
26/05/1935 gün ve 111-7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da; "Ceza davalarındaki yargılama giderlerinin hükmün tamamlayıcı bir parçası (mütemmim cüzü) olduğu, bu sebeple ilamlarda açıklanması ve kime yükletileceğinin belirtilmesi gerektiği, yargılama giderleriyle ilgili kararların da Yargıtay incelemesine tabi olup kendiliğinden temyiz yeteneğinin bulunduğu" sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkemelerce haksız çıkan taraf aleyhine hükmedilecek vekalet ücretinin yasal dayanağını, 5271 sayılı CMK"nin 324 ve devamı maddeleri ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 168. maddesine göre hazırlanan avukatlık asgari ücret tarifeleri (AAÜT), vekalet ücretinin miktarını ise yine 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 169. maddesi ve ilgili avukatlık asgari ücret tarifesi (AAÜT) oluşturmaktadır.
31/12/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2015 yılı için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Ceza davalarında ücret" başlıklı 14/5. maddesi;
"(5) Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir." şeklindedir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/5 maddesindeki açık ifade gereğince yalnızca "beraat eden" sanıktan bahsedildiğinden, CMK"nun 223. maddesinin ikinci fıkrasının hangi bendi uyarınca beraat kararı verilmiş olursa olsun, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Hakkında kamu davası açılan sanığın beraat etmesi halinde sanık lehine hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği noktasında bir kuşku bulunmamaktadır. Yargıtay CGK ve dairemizin de yerleşik uygulaması da bu yöndedir.
Somut olayda sayın çoğunluk beraat eden ve kendilerini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine mahkemeye vekâletname ibraz etmemeleri gerekçesiyle vekalet ücretini hak etmeyeceklerine hükmetmiştir.
Ceza yargılamasında avukatın vekaletname ibrazı zorunlulukmudur konusu üzerinde durmak gerekir.
CMK"nın benimsediği sistem hukuk muhakemesinden farklıdır avukatın hukuki yardımından yararlanmak ve adil yargılama arasındaki doğrudan ilişki nedeniyle vekaletname ancak bir ispat şartı olarak aranabilir. Yasa vekaletnameyi aradığı şartları sınırlı olarak saymıştır. Kural vekaletname ibrazı zorunlu değildir. Mahkeme sadece ihtiyaç duyduğu noktada ispat için vekaletname ibrazını isteyebilir. Örnek sanığın hazır olmadığı duruşmaya gelen müdafiden bunu vekaletname ile ibrazı istenebilir. Ancak duruşmaya sanık ile birlikte gelen ve sanığın “savunmamı müdafimle yapacağım” diyerek müdafiliğini kabul ettiği kişiden ayrıca vekaletname ibrazının istenmesi CMK tarafından benimsenen muhakeme hukuk ilkelerine aykırıdır. Bu kişinin müdafi olarak kabulü gerekir.
20/10/1975 t 7/9 E/K sayılı YİBK ile sanıkla birlikte duruşmaya gelinmesi ve hakim önünde sanık tarafından kabul edildiğinin bildrililmesi müdafi statüsünün kazanılması için yeterlidir.
Vekaletname kurucu bir unsur olarak aranamaz. İstisnalar yasada gösterilmiştir. Örnek CMK 266/2 yasa yoluna başvurudan vazgeçmek ancak vekaletnamede yetki olmasına bağlıdır.
Somut olayda sanıklar ile birlikte duruşmaya gelen savunma yapan sanıklar tarafından kabul edilen avukatın sanıklar müdafii statüsünü kazandığının kabulü gerekir. Bu nedenle beraat eden sanıklar lehine hazine aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun vekalet ücreti talebinin reddi kararına karşıyım.