Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9432 Esas 2019/6936 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9432
Karar No: 2019/6936
Karar Tarihi: 22.10.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9432 Esas 2019/6936 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, müvekkilinin hissedarı olduğu taşınmazda davalının satın aldığı payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı ise taşınmazı trampa yoluyla bir başka kişiye devrettiğini, davanın da husumetten reddini savunmuştur. Mahkeme, davacının dava konusu payı trampa yoluyla devredilmesini gerekçe göstererek, davanın konusuz kaldığına karar vermiştir. Ancak, Yargıtay tarafından karar bozulmuş ve önalım hakkının hukuki niteliği, kullanım şartları ve sürelerine açıklık getirilmiştir. Önalım hakkı, paydaşlar arasındaki paylı mülkiyet ilişkisinde, bir paydaşın payını satması durumunda diğer paydaşlara öncelikli satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, satışın yapılmasıyla birlikte doğar ve belirli süreler içinde kullanılabilir. TMK'nun 733/3. maddesi uyarınca, satışın gerçekleştirilmesiyle birlikte, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın yapıldığı tarihten itibaren üç ay ve en geç iki yıl içinde kullanılabilir. Mahkemece bu sürenin dikkate alınması gerekmektedir.
14. Hukuk Dairesi         2016/9432 E.  ,  2019/6936 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.04.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 12.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin 36 ada 1 parselde hissedar olduğunu, davalının 18.12.2014 tarihinde satın aldığı 12/36 payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı, taşınmazın dava dışı..."e trampa yolu ile devrettiğini, davanın husumetten reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı davayı temlik alana yöneltmediğinden davanın açılmasına sebebiyet vermediği gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
    Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
    Somut olayda; davacı, davalı ... aleyhine dava açmıştır. Davanın açıldığı gün dava konusu payın trampa yoluyla dava dışı Halil Ergör"e devredildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili 12.01.2016 tarihli celsede dava konusu hisseyi temlik alan Halil Ergör"e yöneltmeyeceğini beyan ettiğinden, davacının HMK"nin 125. maddesindeki tercihlerinden hiçbirini kullanmayacağını bildirmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken konusu kalmadığından bahisle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.