Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20672
Karar No: 2019/18478
Karar Tarihi: 09.10.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/20672 Esas 2019/18478 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi kıdem ve ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Ancak işverence yapılan fesih, işçinin işe başlama beyanının samimi olmadığının kabul edilmesi sonucunda geçerli hale gelmiş ve davacının talepleri reddedilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre işçinin işe iade başvurusunun samimi olması gerektiğini ve işverenin fesih hakkını kullanabileceğini belirtmiştir. Kanunda ayrıca işverenin işe iade için başvuran işçiyi bir ay içerisinde işe başlatmak zorunda olduğu ve aksi halde iş güvencesi tazminatı ödemek zorunda olduğu ifade edilmiştir. Kararda bu kanun maddelerine uygun davranılmaması nedeniyle kararın bozulması kararlaştırılmıştır.
22. Hukuk Dairesi         2016/20672 E.  ,  2019/18478 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, kıdem ve ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalıların Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, makul süre içerisinde davalı işverenlik nezdinde işe başlaması gereken davacının, davalı kurum tarafından işe davetinden yaklaşık 2 ay sonra işe başlayabileceğini beyan etmesi karşısında, bu beyanının samimi olmadığı değerlendirilmiş, davete rağmen işe başlamayan davacının kıdem ve ihbar tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- 4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur.
    İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır.
    İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir.
    Mahkeme gerekçesinin aksine, davacı işbu dava ile sadece kıdem ile ihbar tazminatı talep ettiğinden işverene hiç başvurmasa da bu taleplerin fesih tarihi itibari ile değerlendirilmesi gerekir. Diğer yandan, işbu davada işverene başvurusu olan davacının başvurusunun samimi olup olmadığının tespiti hesaplama yapılacak tarih konusunda önem arz etmektedir.
    Bu genel açıklama sonrasında somut olay ele alındığında; davacı 03.06.2015 tarihli bildirim ile işe başlama isteminde bulunduğunu, bu talebin davalı tarafından müvekkiline gönderilen 07.07.2015 tarihli bildirim ile kabul edildiğini, davacının yeni doğmuş bebeği için izin istediğini ve talep ettiği sürenin sonunda işe gittiğinde işe başlatılmadığını ileri sürmüş ise de, 14.07.2015 tarihli dilekçede davacının yaklaşık 2 ay sonra işe başlamak istediğini bildirdiği görülmüş ancak bu dilekçede çocuğu ile ilgili açıklamadan bahsetmemiştir. Diğer yandan davalı kurum tarafından işe davetinden yaklaşık 2 ay sonra işe başlayabileceğini beyan etmesi karşısında, davacının işe başlama beyanının samimi olmadığının kabul edilmesi isabetlidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğuracağından, davacının kıdem ve ihbar tazminatının iş sözleşmesinin sona erdiği 26.07.2010 tarihine göre hesaplanması gerekmektedir.
    Buna göre, davacının başvurusunda samimi olmadığının tespit edilmesinin işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti konusunda önem arz ettiği, işbu davada davacının taleplerinin kıdem ile ihbar tazminatına ilişkin olduğu, işe başlamada samimi olmayan davacı açısından artık işverenin yaptığı feshin geçerli hale geldiği, buna göre fesih tarihi olan 26.07.2010 tarihine göre kıdem ile ihbar tazminatının hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmıştır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi