22. Hukuk Dairesi 2016/20591 E. , 2019/18476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 22.11.2005 - 09.02.2013 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde kesintisiz şekilde emekli olana kadar çalıştığını, emeklilik nedeniyle iş akdinin sona erdiğini, kıdem tazminatının 700,00 TL eksik ödendiğini, fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin tamamının kullandırılmadığını iddia ederek kıdem tazminatından eksik ödenen alacağın, yıllık izin ücretinin ve fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacıya işçilik hak ve alacaklarının ödendiğini, yıllık ücretli izinlerinin kullandırıldığını, herhangi bir fazla çalışmasının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla mesai ücretinin hesabı noktasında uyuşmazlık vardır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı tanıklarının kendi içlerinde çeliştiği, davacı tanıklarından ... ile ..."nün benzer ifadelerde bulunduğu, davacının normal çalışma süresinin hafta içi iki gün 08.00-18.00 saatleri arasında, hafta sonu 08.00-16.00 saatleri arasında olduğu, bunun dışında davacının ayda bir cumartesi günü saat 20.00 ye kadar çalıştığı ve haftanın üç günü 08.00-22.00 saat aralığında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Ancak davacı dava dilekçesinde çalışma saatlerinin hafta içi 08.00-18.00 saatleri arasında, cumartesi günleri de 08.00-16.00 saatleri arasında olduğunu ileri sürmüş, saat aralıkları konusunda başka bir beyanda bulunmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrası “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” düzenlemesini içermekte olup, hükme esas alınan rapor talep aşımı mahiyetinde olduğundan itibar edilmesi isabetsizdir. Buna göre, davacının dava dilekçesinde anlatıldığı şekliyle hafta içi 08.00-18.00 saatleri arasında, cumartesi günleri de 08.00-16.00 saatleri arasında çalıştığı kabulüne göre fazla mesai ücreti hesaplanmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.