17. Hukuk Dairesi 2016/16608 E. , 2019/4903 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 10.04.2019 Çarşamba günü davacı ve vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı ve vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 28.11.2009 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın davacının sürücüsü olduğu araca çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu yaralanma sebebi ile davacının geçici ve kalıcı şekilde iş gücü kaybına uğradığını, davacının hastane kontrol muayenesi için maddi zararlarının olduğunu, kaza nedeniyle aracın kullanılamayacak şekilde hasar gördüğünü, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik
karşılanamayan 2.000,00 TL araç hasar bedelinin ve 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalı ..."den tahsiline, 247,15 TL delil tespit masrafının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı ..."den tahsiline, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere geçici ve sürekli iş gücü kaybı, tedavi giderleri, ulaşım ve konaklama giderlerine mahsuben şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ve davalı ... şirketinin sorumluluğu sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 07.09.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 459.843,80 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ...; olayın iddia edilen şekilde meydana gelmediğini, davacı aracında meydana gelen hasar bedelini kabul etmediğini, olayın davacı sürücüsünün tamamen kendi hatasından meydana geldiğini ve davacının manevi tazminat talep şartlarının oluşmadığım belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili; davacının araç hasarı ile ilgili zararının davalı şirket tarafından ödendiğini, davacının olaydaki kusur oranını ve uğramış olduğu zararları usulen ispatlaması gerektiğini, hesaplanacak maddi zarardan davacının olay nedeniyle elde ettiği kazanımların mahsubunun gerektiğini, davalının poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun poliçede yazılı azami limitle sınırlı olduğunu ve davalının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.247,15 TL araç hasar tazminatının işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacı tarafa verilmesine, (2.000,00 TL"lik kısmına kaza tarihinden; 247,15 TL"lik kısmına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine), 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile ..."den alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; davacı tarafın sürekli maluliyet tazminat talebine yönelik davasının reddine, davacı tarafın geçici işgöremezlik tazminat talebine yönelik davasının kısmen kabulü ile 12.984,99 TL geçici iş göremezlik tazminatının -sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine (1.000,00 TL"lik kısmına kaza tarihinden itibaren, 11.984,99 TL"lik kısmına davacı tarafın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi işletilmesine), fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı ...Ş. Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; konusunda uzman bilirkişinin oluşa ve dosya kapsamına uygun raporundaki kusur oranının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; manevi tazminatın takdirinde BK"nun 47.maddesindeki (TBK 56.md) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davacı vekilinin (2) ve (4) nolu bentler dışında ve davalı .... Vekilinin (3) ve (4) nolu bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybı hususunda Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi"nden alınan 03.02.2012 tarihli adli tıp uzmanı bilirkişi raporunda, davacının maruz kaldığı kazaya bağlı olarak gelişen arızasının Balthazar Formülüne göre %60 maluliyetine neden olduğu belirtilmiş, davalıların bu rapora karşı sundukları itiraz üzerine alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu"nun 13.11.2013 tarihli raporunda davacının trafik kazası neticesi meydana geldiği bildirilen arızasının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri muvacehesinde fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu belirtilmiştir.
Davacının yukarıda bahsi geçen raporlar arasında oluşan çelişkinin giderilmesi amacıyla Ankara Üniversitesi Psikiyatri Kliniği"nce düzenlenmiş 06.05.2014 tarihli Sağlık Kurul Raporu ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı"nca düzenlenmiş 07.05.2014 tarihli raporunu ekleyerek yaptığı itiraz üzerine alınan Hacettepe Üniversitesi tarafından düzenlenen 14.04.2015 tarihli üçlü heyet raporunda Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınmak kaydıyla ve tüm raporlar değerlendirilmek suretiyle Askeri Bando görevlisi olduğu kabulü halinde hayat fonksiyonlarını orta derecede etkileyen post travmatik stres bozukluğu ve sol klavikuladaki kırık sonrasında oluşan şekil bozukluğu tanısı nedeniyle %48,2 oranında maluliyeti olduğu bildirilerek çelişki giderilmiştir. Nitekim bu aşamadan sonra dosya hesap bilirkişisine gönderilmiş ve alınan rapora göre dava değeri davacı tarafça ıslah edilmiştir.
Tüm bunlardan sonra mahkemece maluliyet tespit sürecinin başına dönülerek Adli Tıp Genel Kurulu"ndan rapor alınmasına karar verilmiş, trafik kazası neticesi meydana geldiği bildirilen arızasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığını bildiren 24.12.2015 tarihli bu rapor hükme esas alınmak suretiyle sürekli maluliyete ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, dosya kapsamında mevcut raporlardan post travmatik stres bozukluğu ve sol omuzdaki kırık sonrası şekil bozukluğu arızası olduğu anlaşılan davacının maluliyetinin kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne göre belirlendiği, tüm raporların değerlendirilip çelişkilerin giderildiği, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olan Hacettepe Üniversitesi"ne ait 14.04.2015 tarihli üçlü heyet raporunun hükme esas alınması gerekirken 24.12.2015 tarihli ATK Genel Kurulu tarafından düzenlenen rapora itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı subay olup çalışamadığı dönemde maaşını almaya devam edeceğinden, hükme esas alınan bilirkişi raporunda maaş bordrosuna göre 4 aylık süre için 12.984,99 TL geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur. Davacı yönünden zararın, çalışamadığı dönemde eğer alıyorsa fazla çalışma ücreti gibi yan ödemelerden ibaret olduğu göz önüne alınmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece davacının kaza tarihinde çalıştığı kurumdan fazla çalışma ücreti gibi yan ödeme uygulaması olup olmadığı, davacının çalışamadığı dönemde mahrum kaldığı kazanç bulunup bulunmadığı araştıralarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de doğru değildir.
4-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin ve davalı .... vekilinin yargılama gideri-vekalet ücretine yönelik sair temyiz sebeplerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalı ...Ş"den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ...Ş. yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...Ş"ye geri verilmesine 17/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.