4. Hukuk Dairesi 2016/8186 E. , 2018/2865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ...Ş. aleyhine 25/02/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 30/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargı çeşitleri (kolları) arasındaki ilişkiye yargı yolu denir. Bu nedenle adli yargı mahkemeleri ile idari yargı mahkemeleri arasındaki ilişki, bir yargı yolu ilişkisidir. Hüküm mahkemeleri ise, genel ve özel mahkemeler olmak üzere ikiye ayrılır. Genel mahkemeler, bakacakları işler (davalar) belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olan, aksine medeni usul hukukuna giren her türlü işe bakan mahkemelerdir. Buna karşılık, belirli kişiler arasında çıkan uyuşmazlıklara veya belli çeşit uyuşmazlıklara bakmak için özel kanunlarla kurulmuş olan mahkemelere özel mahkemeler denir. Asıl olan, bir davanın genel mahkemelerde görülmesidir. Eş söyleyişle; özel mahkemede bakılacağına dair kanun hükmü bulunmayan her dava, genel mahkemelerde görülür. Özel mahkemeler istisnai niteliktedir. Bu mahkemelerin hangi çeşit davalara bakacakları, özel kanunları tarafından düzenlenir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 1. maddesinde bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemek şeklinde açıklanmış, aynı kanunun "Tüketici Mahkemeleri" başlığını taşıyan 73/1. maddesinde; "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir." hükmü düzenlenmiştir. 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemi, "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem" olarak tanımlanmıştır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı, davalı şirketin operatörü olduğu ve davacıya ait olduğu iddia edilen telefon hattından, dava dışı 3. kişiye ait telefon hattına cinsel içerikli mesajlar atıldığını, davacının davalı şirketten telefon hattı almadığını, bilgisi dışında adına açılan hat nedeniyle cinsel taciz suçu şüphelisi olarak ifade vermek zorunda kaldığını, hakkında iddianame düzenlenerek dava açıldığını ve ceza mahkemesinde yargılandığı, yargılama sonucunda beraat ettiğini, ceza davasını vekille takip etmesi nedeniyle vekalet ücretine yönelik maddi zararının olduğunu, davalı GSM operatörünün özensizliği ve denetim mekanizmasının olmaması nedeniyle bu süreçte yıprandığını ve manevi zarara uğradığını belirterek, eldeki maddi ve manevi tazminat davasını Tüketici Mahkemesinde açmıştır. Mahkemece 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (6502 sayılı TKHK) hükümleri gereği ayıplı hizmet nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası olduğu gerekçesiyle, esastan inceleme yapılarak davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 49. vd (818 sayılı BK"nın 41. vd) maddeleri uyarınca haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un aradığı anlamda bir tüketici işlemi bulunmadığından tüketici mahkemesinin görev alanına giren bir uyuşmazlıktan bahsedilemez. Uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevlidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen yönler gözetilerek asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın kısmen kabulüne hükmedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve taraflardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.