11. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3072 Karar No: 2019/8207 Karar Tarihi: 20.11.2019
Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/3072 Esas 2019/8207 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, özel belgede sahtecilik suçundan yargılanan sanık hakkında verilen beraat kararının temyiz süresinin yanıltıcı olduğunu ve temyiz süresinin kabul edilerek inceleme yapıldığını belirtti. Ancak sanığa yüklenen suçun cezasının türü ve üst sınırına göre asli dava zamanaşımının hesaplanması yapılmadan hüküm kurulduğu için kararın bozulması gerektiği belirtildi. Bu nedenle sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi. 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımı, süreyi kesen son işlem olan ilk mahkûmiyet kararının verildiği tarihten hüküm tarihine kadar gerçekleşmektedir. Kararda yer alan kanun maddeleri şunlardır: 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e maddesi, 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nin 321. ve 322. maddeleri.
11. Ceza Dairesi 2019/3072 E. , 2019/8207 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat
Bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada verilecek hükmün yine Yargıtay temyiz incelemesine tabi olacağı ve temyiz süresinin 7 gün olduğu gözetilerek; mahkemenin bozma sonrası verdiği hükme yönelik olarak 15 gün temyiz süresi belirleyerek katılan vekiline tefhim olunmasında, kanun yolu başvuru süresi bakımından katılan vekilinin yanıltıldığı ve katılan vekilinin de 15 gün içinde dilekçesini verdiği anlaşılmakla, temyizi süresinde kabul edilerek inceleme yapılmıştır. Sanığa yüklenen özel belgede sahtecilik suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, süreyi kesen son işlem olan ilk mahkûmiyet kararının verildiği 26.05.2009 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 20.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.