
Esas No: 2016/14138
Karar No: 2019/6923
Karar Tarihi: 22.10.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/14138 Esas 2019/6923 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.10.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıların mirasbırakanı ... Mahallesi, 3301 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki murisinden intikal edecek hak ve hisselerin tamamını ... Noterliği"nin 31.07.1998 tarih, 18587 yevmiye no"lu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile davacı ile birlikte dava dışı 3. kişilere satışını vaadettiğini, bedelinin peşin ödenerek taşınmazın zilyetliğinin de devredildiğini, satış vaadi sözleşmesine konu 3301 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 3300 ada 11 parsel sayılı taşınmazın birlikte özel parselasyona tabi tutularak ifrazı sonucu toplamda 26 adet özel parsel oluşturulduğunu, özel parselasyon planında 3 no"lu olarak gösterilen ve davacının satın aldığı paya isabet eden bu yerin üzerine davacının iyiniyetli olarak bina inşa ettiğini, ileri sürerek davalılar adına kayıtlı 928 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacının iyiniyetli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 21.06.2016 ve 10.03.2016 tarihli celselerde davacı vekiline eksik harcı tamamlaması için 15 günlük kesin süre verilmesine rağmen eksik harcın tamamlanmadığından bahisle HMK"nin 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmıştır. Anılan maddenin ikinci fıkrasında ise, dava dilekçesinde bulunması gereken bu unsurlardan mahkemenin adı, dava konusu ve değeri, vakıalar, deliller ve hukuki sebepler dışında kalanlardan her hangi birinin eksik bırakılmış, yazılmamış olması durumunda hakimin davacıya eksikliğin tamamlanması için kesin süre vermesi gerektiği belirtilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119. maddede verilen kesin sürenin bir haftalık süre olacağı da belirtilmiştir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılır (HMK md. 119/2).
6100 sayılı HMK’nun 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Aynı yasanın 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
Öte yandan; davanın açılması harca tabi usulü bir işlemdir. Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir. Harcın eksik yatırılması halinde yapılacak işlemler ve izlenecek yol ile harcın yatırılmamasına ve yaptırımı aynı Kanunun 27. ve 32. maddelerinde belirtilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 27. maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise, müteakip işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış ve 30. madde de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, HUMK"nun 409. maddesinde (6100 sayılı HMK. md. 150) gösterilen süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır.
Bu hükümlerle eksik harcın tamamlatılmasına ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir. Eksik harcın alınması durumunda bu hükümlere uyulması gerekir.
Somut olayda; mahkemece, 17.01.2014 tarihinde dava konusu taşınmazda keşif yapılmış, 08.05.2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda belirlenen dava konusu taşınmazın değerine ilişkin itiraz üzerine bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor aldırılmış, 21.01.2016 tarihli celsede mahkemece "davacı vekiline eksik harcı tamamlaması için 15 gün kesin süre verilmesine" şeklinde ara karar oluşturularak duruşma 10.03.2016 tarihine ertelenmiş, 10.03.2016 tarihli celsede eksik harcın tamamlanmaması üzerine mahkemece yeniden "davacı vekiline eksik harcı tamamlaması için 15 gün kesin süre verilmesine" şeklinde ara karar oluşturularak duruşma 31.03.2016 tarihine ertelenmiş ve harcın tamamlanmadığının anlaşılması üzerine davanın HMK"nin 119/2. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda verilen kesin sürenin, eksik harcın hangi değer üzerinden tamamlanacağının belirtilmemesi ve kesin süre içerisinde eksik harcın tamamlanmaması halinde sonuçlarının açıklanmaması nedeniyle usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 27 ve 30. maddeleri ile eksik harcın tamamlatılmasına ilişkin özel bir düzenleme getirildiği, eksik harcın tamamlanması durumunda bu hükümlere uyulması gerektiği gözetilmeksizin verilen süre içerisinde eksik harcın tamamlanmaması halinde HMK"nin 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.