17. Hukuk Dairesi 2016/13263 E. , 2019/4899 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.04.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 29.09.2001 tarihinde davalının sürücüsü olduğu aracı ile davacının kullandığı motorsiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını, ilk tedavisinden sonra ülkesine döndüğünü ve çok sayıda ameliyat geçirdiğini, yürümekte zorlandığını, ulaşım, haberleşme, doktor muayenesi harcaması ile sol bacağındaki hasara bağlı olarak otomatik vitesli araç kullanmak zorunda kalması nedeni ile toplam 3.146,40 Euro zarar meydana geldiğini, işgücü kaybı nedeniyle uğradığı ve süresi belli olmamakla uğrayacağı kazanç kaybı -her ay 1.000,00 Euro olmakla dava tarihine dek 9.489,60 Euro kazanç kaybı- meydana geldiğini ileri sürerek 12.636,00 Euro maddi ve 30.000,00 Euro manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 25/09/2012 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile 3.146,40 Euro tedavi giderleri, 82.408,00 Euro kazanç kaybı ve 30.000,00 Euro manevi tazminat olarak talep sonucu ıslah edilmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. Vekili; davalının gerçek zarardan sorumlu olduğunu, istenilen tazminatın çok yüksek olduğunu, yasal faiz dışında faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; kazanın meydana gelişinde davacının da kusurunun bulunduğunu, kaza ile ilgili harcamaların sigorta şirketi tarafından karşılanacağını, karşılanmayan harcamaların kaza ile ilgili olmayıp davacının keyfi harcaması olduğunu, davacının mesleği ve işi bilinmediği için kazanç kaybı ile ilgili iddialara henüz cevap verilemeyeceğini, Sosyal Güvenlik Kurumunca kendisine yapılan ödemelerin davacı tarafından talep edilemeyeceğini, kazanç kaybı oluşan sürenin Adli Tıp tarafından belirtilmesi gerektiğini, burada belirlenen süreyi aşan iş gücü kaybının varlığından söz edilemeyeceğini, istenilen maddi ve manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 20/07/2005 havale tarihli dilekçe ile davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden açılan davadan ve tedavi gideri olarak talep edilen tazminat kalemi yönünden her iki davalı açısından feragat ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, taleple bağlı kalınarak 82.408,00 Euro kazanç kaybının (geçici ve sürekli iş göremezlik bedeli) kaza tarihi olan 29/09/2001 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının Euro üzerinden açılmış 1 Yıllık vadeli mevduatına uygulanan en yüksek faiz oranı ile fiili ödeme gününde hesaplanacak efektif satış kuru karşılığı TL"nin davalı ..."tan alınarak davacıya verilmesine, tedavi giderleri yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000.00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/09/2001 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı ... Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; konusunda uzman bilirkişinin oluşa ve dosya kapsamına uygun raporundaki kusur oranlarının ve maluliyet oranının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; manevi
tazminatın takdirinde BK"nun 47.maddesindeki (TBK 56.md) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, cismani zarara uğradığı iddiası ile açtığı davada, bedel artırımıyla birlikte 3.146,40 Euro tedavi amaçlı harcamalar ve 82.408,00 TL işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat isteminde bulunmuş; mahkeme tarafından davacı vekilinin 20.07.2015 tarihli dilekçesi de gözetilerek davanın sigorta şirketi yönünden feragat nedeniyle reddine; 82.408,00 Euro kazanç kaybı (geçici ve sürekli iş göremezlik bedeli) davalı ... yönünden kabulüne ve tedavi amaçlı harcamalar yönünden davanın davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, 20.07.2005 tarihli "davadan kısmen feragat ve davalılardan ... Sigorta A.Ş. bakımından davadan vazgeçildiğine ilişkin beyanlar" konulu belgede davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden tedavi amaçlı harcamalar toplamı 1.958,47 Euro"nun 12.05.2005 tarihinde ödenmesi ile maddi tazminat taleplerinin bu kısmından her iki davalı yönünden vazgeçtikleri, yine davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden davadan feragat ettikleri, davalı ... bakımından davanın devamına karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir.
Davacı taraf tam teselsülde olduğu gibi, zararının tümünün tazminini müteselsil borçluların hepsinden isteyebileceği gibi, birisinden de isteyebilir. Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 145. maddesi hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Borçlar Kanunu"nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına,
müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır.
Somut olayda; davacı vekili tarafından, zarardan müteselsilen sorumlu olan araç maliki/sürücüsü ve araç sigortacısına karşı dava açılmış; dava devam ederken davacı vekili tarafından davalı ... şirketinden tedavi amaçlı harcamalar için yapılan ödeme ile davalı ... yönünden davadan feragat edilmiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de dikkate alınmak suretiyle, davacı vekili tarafından verilen 20.07.2005 tarihli dilekçesinde belirttiği sigorta şirketi hakkındaki davadan feragatin, diğer davalıya etkisi ve sirayet edip etmeyeceğinin değerlendirilmesi; değerlendirme yapılırken, davalı ... tarafından düzenlenen trafik sigortası poliçesindeki teminat limiti 11.000,00 TL olduğu halde, bu limitin çok altındaki bedelin ödenmesi karşılığında sigorta şirketi yönünden davadan feragat sözkonusu olduğu gözetilip davalının hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 17/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.