3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/6324 Karar No: 2019/16476 Karar Tarihi: 19.09.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/6324 Esas 2019/16476 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın müştekinin yüzüne yumrukla vurduğunu belirtmesine rağmen, olayın başlangıcına ilişkin birbirinden farklı beyanlar bulunduğunu ve ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının belirlenemediğini belirtti. Bu nedenle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararı uyarınca, şüpheli kalan bu halin sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede uygulanması gerektiği kararına varıldı. Ancak, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/2, 86/3-a, 62, 52. maddelerine istinaden doğrudan hükmedilen 3,000 TL adli para cezasının karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olduğu ve yargılamaya konu suç tarihinden sonra kesinleştiği belirtildi. Bu nedenle tekerrüre esas alınamayacağına karar verildi. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edildiği belirtildi ve bu nedenle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Kararın bu nedenlerle bozulması gerektiği hüküm altına alındı. Kanun maddeleri ise şöyle; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 29., 86/2, 86/3-a, 62, 52. ve 53. maddeleri, 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
3. Ceza Dairesi 2019/6324 E. , 2019/16476 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Tarafsız tanık beyanının bulunmadığı olayda, sanığın aşamalarda, çıkan kavgada müştekinin yüzüne yumrukla vurduğunu belirtmesi karşısında, olayın başlangıcına ilişkin birbirinden farklı beyanlar bulunmasına ve ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının belirlenemediğinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas 367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Dairemizin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında da kabul edildiği üzere, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede uygulanması gerektiği halde yerinde olmayan gerekçe ile uygulanmamasına karar verilerek sanığa fazla ceza tayini, 2) Sanık hakkında tekerrüre esas alınan İstanbul 79. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.02.2015 tarihli, 27.03.2015 tarihinde kesinleşen, 2014/516 Esas- 2015/105 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nin 86/2, 86/3-a, 62, 52. maddelerine istinaden doğrudan hükmedilen 3,000 TL adli para cezasının karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olduğu ve yine yargılamaya konu suç tarihinden sonra kesinleştiği, bu sebeplerle tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.