7. Hukuk Dairesi 2015/13843 E. , 2015/7829 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kahta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 28/11/2014
Numarası : 2014/512-2014/1224
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ...... Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
I-Davacı, davalı işyerinde fen işleri işçisi olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, gerçek işvereni olan K.. B..nin muvazaalı olarak tüm işçilerin iş sözleşmelerini ...... Taş. İnş. Gıda Elk. Tem. San.ve Tic. Ltd. Şti ünvanlı şirket üzerinden gösterdiğini, işverence yapılan feshin 4857 sayılı Yasa gereğince geçerli bir sebebe dayanmadığını, sebepsiz ve keyfi olduğunu, muvazaanın ve gerçek işverenin K.. B.. olduğunun tespiti ile, işveren tarafından 27/04/2014 tarihinde yapılan fesih işleminin geçersizliğine, gerçek işveren K.. B..ndeki işine iadesine, 8 aylık brüt çıplak ücret tutarının işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarı olarak tespitine, 4 aylık giydirilmiş ücret tutarının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Belediye, davacının alt işveren işçisi olduğunu, 2009-2014 yıllarını kapsayan 4 adet hizmet alımı sözleşmesi ile .... Taş. İnş. Gıda Elk.Tem.San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin çalışanı olarak ...... Belediye Başkanlığının temizlik, şoför, sayaç okuma, ihbar bırakma, açma kapama kaçak su tespiti, sayaç değiştirme, fen işleri, park bahçeler ve diğer birimlerde çalıştırılmak üzere hizmet alımı yapıldığını, davacının da bu kapsamda fen işleri işçisi olarak çalıştırıldığını, Belediye Başkanlığı ile diğer davalı şirket arasında enson yapılan 27/01/2012 tarihli sözleşme ile işin süresi 26 ay olarak belirlenip bu sürenin sonunda da iş akdinin 27/04/2014 tarihinde sonlandırıldığını, bu tarihten sonra yeni bir hizmet alımı işi ihalesi veya işçi alımının yapılmadığını, Belediye’ye husumet yöneltilemeyeceğini; davalı şirket ise dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar ve taleplerin yersiz ve hukuka aykırı olduğunu şirket aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, yapılan ihalede, ihale yapan Belediye tarafından araç temini sağlanması, asıl işte alt işveren işçileri ile Belediye işçilerinin birlikte çalışması, yönetim hakkının Belediyede olması, ihalenin işçi teminine yönelik olması nedeniyle, Belediye ile ihaleyi alan kişi arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisinden söz edilmeyeceği, somut uyuşmazlıkta da, alt işveren işçilerinin devam cetveli ve devamsızlıklarının davalı Belediye Başkanlığı tarafından tutulduğu, asıl işverenin talimatı ile işçilerin iş sözleşmelerinin feshedildiği, alt işverenin işçilerinin kullandığı araçların Belediye Başkanlığı tarafından temin edildiği, yapılan ihalenin hizmet alım ihalesi değil, işçi teminine yönelik bulunup muvazaalı olduğu, iş sözleşmesinin de yerel seçimlerden hemen sonra sözlü olarak feshedildiği, yazılı bir bildirim yapılmadığı gibi geçerli bir fesih sebebinin de kanıtlanmadığı, bu nedenle yapılan feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının davalı belediyedeki işe iadesine, tazminatlardan sadece davalı Belediyenin sorumlu tutulmasına ve davalı şirket işveren olmadığından bu davalıya yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün, dolayısı ile müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olduğundan feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır.
Somut olayda, mahkemece davacının işe iadesine ilişkin kararı yerinde olup davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. 5393 sayılı Yasanın, davalı Belediye"ye asıl işi olan hizmetler yönünden işi alt işverene verme olanağının tanındığı, davalı şirketin tabela şirketi olmayıp işyerinde organizasyonu olan bir şirket olduğu, davacının da davalı Belediye Başkanlığı"nın yaptığı Temizlik, Şoför, Sayaç Okuma. İhbar Bırakma, Açma Kapama, Kaçak Su Tespiti, Sayaç Değiştirme, Fen İşleri, Park Bahçeler ve Diğer Birimlerde personel alımı ihalesi kapsamında ihaleyi alan ...... Taş.İnş.Gıda Elk.Tem.San.ve Tic.Ltd.Şti nezdinde fen işleri işçisi olarak çalıştığı, İş akdinin haklı neden olmaksızın feshedildiği ve davalılar arasında 4857 sayılı Yasasının 2. maddesi anlamında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu sabittir. Bu durumda işçinin alt işveren ...... Taş. İnş. Gıda Elk.Tem.San.ve Tic. Ltd. Şti‘ye iadesine karar vermek gerekirken hatalı değerlendirmeyle aradaki ilişkinin muvazaalı olarak kabulü ile davacının davalı Belediyeye iade edilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
II - Kabule göre de;
a) Muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez. (HGK."nun 03.12.2008 T. 2008/9-704 E, 2008/730 K. sayılı kararı)
Davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı biçimde kurulması halinde işçinin iş akdinin geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacaklarından (boşta geçen en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ile birlikte işçinin süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat) muvazaalı işlemin tarafı olan gerçek veya tüzel kişi gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu halde davalı şirkete yönelik davanın reddedilmiş olması da hatalı olmuştur.
b)26.11.2014 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Barolar Birliğinin Asgari Avukatlık Ücret Tarifesinin Değiştirilmesine İlişkin Tarifesine göre, İhtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin toplamda elli dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine, toplamda yüz dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %80’i oranında avukatlık ücretine karar verileceği bildirildiği ve mahkemeye seri halde 81 adet dava açıldığı halde Tarife hükümlerine aykırı olarak davacı yararına tam avukatlık ücreti verilmiş olması da doğru olmamıştır.
4857 sayılı Kanunun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin geçersizliğine ve davacının davalı ..... Taş. İnş.Gıda Tem. Ltd. Şti. nezdinde işe İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı alt işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminattan her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4.Davacı işçinin işe iadesi için davalı alt işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Alınması gereken 27,70 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,50 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine"ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 25,20 TL peşin harcı, 6 adet davetiye gideri 54,00 TL olmak üzere toplam 104,40 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 31.12.2014 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22. maddesine göre 1.200,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalı Belediye’ye iadesine, 04.05.2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.