Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20865
Karar No: 2019/18434
Karar Tarihi: 08.10.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/20865 Esas 2019/18434 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/20865 E.  ,  2019/18434 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin, davalı işverene ait yol inşaatında 17.08.2010 tarihinde greyder operatörü olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin işveren tarafından 18.09.2013 tarihinde haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücret alacağı, hafta tatili ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ile ödenmeyen ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette çalışmadığını, müvekkili şirketin 2012 yılı Mayıs ayında kurulduğunu, davacının işe başladığını iddia ettiği tarihlerde müvekkili şirketin faaliyette olmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, tanık beyanları ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerinde temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
    Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, Mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
    Somut olayda, davacı 17.08.2010-18.09.2013 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiası ile kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek uyuşmazlık konusu alacakların davalı şirketten tahsili yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak dosya kapsamındaki Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının incelenmesinde davacının 01.09.2010–22.11.2012 tarihleri arasında dava dışı ...Nak. İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. nezdinde, 24.11.2012-18.09.2013 tarihleri arasında ise yine dava dışı ... nezdinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Dosya içerinde yer alan Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü"nün 12.11.2015 tarihli 180751/065747/063867 sayılı yazısında dava dışı ...Nakliye İnşaat Turizm Otomotiv Elektronik Konfeksiyon Gıda İthalat İhracat Sanayşi Ticaret Limited Şirketi’nin 30.06.2003 tarihinde tescil edildiği, şirket ortaklarının ... ve ... olduğu, ...Mahallesi ... Cadde No:... Dikmen-Çankaya ... adresinde faaliyet gösterdiği, aynı ünvanlı başka bir şirket kaydına rastlanılmadığı bildirilmiş olup, 12.11.2015 tarihli 313622/065748/063819 sayılı yazısında ise davalı şirketin 27.04.2014 tarihinde tescil edildiği, ortak ve yetkilisinin ... olduğu ve... Mahallesi 1204. Sokak No:... Balgat-... Ankara adresinde faaliyet gösterdiği belirtilmektedir.
    Dinlenilen davacı tanıkları, kendilerinin de davalı şirket nezdinde davacı ile birlikte çalıştıklarını beyan etmişlerdir. Anılan tanıklardan bir kısmına ait işe giriş bildirgesinde davalı şirketin adının yazılı olduğu görülmekle birlikte dosya kapsamında yapılan incelemede davacının çalışmasının bildirildiği işverenler ile davalı şirket arasında ortaklarının, yetkililerinin ve adreslerinin aynı olduğuna dair irtibat bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacının davalı nezdinde çalıştığına dair delillerin de dosyada yer almadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı şirketin işçilik alacaklarından sorumlu olduğu sonucuna varılmış ise de, bu konuda yapılan araştırma ve incelemenin yeterli değildir. Davalı şirketin, dava dışı işverenler bünyesinde geçen çalışmalardan sorumlu tutulabilmesi için bu şirket ve/veya şahıslar arasında işyeri devri, işçi devri, geçici iş ilişkisi vb gibi bir ilişki veya davacının her iki işverence birlikte istihdamı yahut tüzel kişilik perdesinin aralanması amacıyla hareket edildiğinin, böylece aralarında organik bağ bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Bu itibarla davalı şirket ile dava dışı işverenler arasında açıklanan türde bir bağ olup bulunup bulunmadığı titizlikle araştırılarak, davacıya ve tanıklara ait Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının yeniden celbedilerek davacı ile birlikte çalıştıklarını iddia ettikleri dönemdeki işyerlerinin aynı olup olmadığı, çalıştıkları dönemde işyerlerinin değişip değişmediği, davalı şirket ile dava dışı işverenler arasında asıl işveren-alt işveren işkisi sonucu doğurabilecek herhangi bir sözleşmenin akdedilmiş olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı ve tüm deliller yeniden bir arada değerlendirildikten sonra varılacak sonuca göre, davalı şirketin dava dışı işverenler bünyesindeki çalışmalardan sorumlu olup olmadığına karar verilmelidir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 08.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi