4. Hukuk Dairesi 2016/6803 E. , 2018/2848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/07/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne dair verilen 22/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davacıların temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, dahili davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; davalının işletmeciliğini yaptığı İdeal Beach Hotel isimli işyerinde 12/02/2011 ile 12/05/2012 tarihleri arasında müdür olarak görev yaptığını, iş akdinin davalı tarafından feshedildiğini ve akabinde davalının, kızına doğum günü hediyesi olarak verdiği bilgisayarın işyerine ait olduğu ve şirkete iade edilmediği iddiası ile ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, hakkında güveni kötüye kullanmak suçundan yapılan ceza yargılaması neticesinde şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiğini, yapılan haksız şikayet nedeniyle zarar gördüğünü belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, yasal şikayet hakkını kullandığını beyan ederek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; taraflar arasında iş akdinin feshedilmesine bağlı olarak husumet oluştuğu, oluşan ihtilaf nedeniyle davalının, davacının kızına hediye ettiği bilgisayarı şirkete iade etmediği iddiasıyla haksız şikayette bulunduğu, atılı suçtan dolayı yapılan ceza yargılamasında olaydan bir yıl sonra davalının şikayetten vazgeçtiği ve düşme kararı verildiği; davalının, haksız şikayette bulunmak suretiyle davacının kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, TBK’nun 58. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Dava dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından yapılan şikayet sonucunda davacı hakkında iddianame düzenlenerek, ... Kapatılan 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/661 esas, 2013/269 karar sayılı dosyasında güveni kötüye kullanmak suçundan kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda davalının şikayetten vazgeçmesi nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, davalı tarafından, davacının güveni kötüye kullanmak suçunu işlediği yönündeki şikayeti üzerine, savcılık tarafından yapılan soruşturma sonucunda kamu davası açılmasında yeterli delil ve emare görülerek atılı suç nedeniyle kamu davası açıldığı, uyuşmazlık konusu bilgisayarın davalı adına alınması ve şirket kayıtlarında gözükmesi şeklinde somut birtakım emarelerin bulunduğu, şikayetin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı, davalının şikayet dilekçesinde de davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir ifade bulunmadığı kabul edilerek, davalı hakkındaki haksız şikayet nedeniyle açılan tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine10/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.