Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5618 Esas 2017/1675 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5618
Karar No: 2017/1675
Karar Tarihi: 02.03.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5618 Esas 2017/1675 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı banka ile yapılan genel ticari kredi sözleşmesinin müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını ancak eşinin yazılı rızası olmadığını iddia ederek, kefalet sözleşmesinin geçersiz olması nedeni ile hükümsüzlüğünün ve borçluluğunun olmadığının tespitine ve ipoteğin fekkine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Mahkeme, davacının kefalet veren olarak değerlendirildiğini ve eş rızasına gerek olmadığını belirterek, davacının davayı zamanında açmamasını hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirmiş ve davayı reddetmiştir. Dosyadaki delillere göre temyiz itirazları reddedilen karar, onanmıştır.
Kanun Maddeleri: TTK 7, TBK 584/son fıkra, TMK 2.
19. Hukuk Dairesi         2016/5618 E.  ,  2017/1675 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı ... Gıda İnş. Teks. Turz. İletişim San. ve Tic. Ltd Şti. arasında 01.08.2013 tarihli 250.000,00 TL limitli genel ticari kredi sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını ancak kefilin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil ibarelerinin müvekkilinin el yazısı ile yazılmadığını, ayrıca müvekkilinin kefil sıfatıyla sözleşmeye imza attığında, evli olmasına rağmen eşinin yazılı rızası olmaksızın kefalet sözleşmesinin akdedildiğini belirterek, kefalet sözleşmesinin geçersiz olması nedeni ile hükümsüzlüğünün ve müvekkilinin 239.179,14 TL borçlu olmadığının tespitine, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin fekkine, % 20 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davaya konu kefalet sözleşmesinde kefalet limitinin 350.000,00 TL olduğunu, takip tarihi itibarı ile banka alacağının 239.179,14 TL olduğunu davacının borcun tamamından hukuken sorumlu bulunduğunu, ipotek tesisine ilişkin işlemden önce taşınmazın tapu kütüğünde aile konutu olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığını, bu durumda müvekkili bankanın ipoteğe ilişkin kazanımının iyi niyetli olduğunu ve bu kazanımın hukuken korunması gerektiğini, ipotek tesis işleminin yapıldığı anda eşin onayının alınması zorunluluğunun da olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davaya konu genel kredi sözleşmesinde davacının müteselsil kefil olduğu bu durumda TTK"nun 7 ve TBK"nun 584/son fıkrası uyarınca davacının da şirket ortağı ve yöneticisi gibi kefalet vermiş sayıldığından eş rızasına gerek olmadığı, müteselsil kefalet sözleşmesine imza atan, davalı bankanın güven verip davalı bankanın asıl borçluya kredi kullandırmasından sonra davacının kefalet sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmesi, kredi ve kefalet sözleşmesinin imzalandığı 30/07/2013 tarihinden dava tarihi olan 19/11/2014 tarihine kadar sessiz kalmasının TMK"nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.