
Esas No: 2008/5587
Karar No: 2008/8749
Karar Tarihi: 25.04.2008
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2008/5587 Esas 2008/8749 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2008
NUMARASI : 2007/1171-2008/60
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Takip dayanağı çeklerin borçlu şirket temsilcisi M. A.."a ait bulunmadığı, 22.10.2007 tarihli bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Rapora karşı itirazlarını bildiren alacaklı vekilinin 22.01.2008 tarihli dilekçesinde dayanak çeklerin şirket temsilcisi M. A.."ın bu sıfatla O. A.."a verdiği vekaletname gereği O. A.. tarafından imzalandığı ileri sürülmüş ve Bakırköy ..Noterliği"nin 05.01.1998 tarih ve 398 yevmiye numaralı vekaletname örneği de dosyaya sunulmuştur.
Çekleri lehdarın cirosu ile eline geçiren alacaklı banka tarafından bilirkişi raporunun sunulmasından sonra ve özellikle bilirkişi raporunun son paragrafında imzaların vekil O.. A.."a ait olabileceği yönündeki benzerliklerden sözedilmesi üzerine temin ve ibraz edilen vekaletname gereğince araştırma ve inceleme yapılması zorunludur.
İncelenen vekaletname içeriğine göre O. A.."ın şirket temsilcisi tarafından ticari mümessil olarak yetkilendirildiği kabul edilmelidir.
Borçlar Kanunu"nun 449.maddesine göre ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından işlerini idare ve miessesenin imzasını kullanarak bilvekale imza vazetmek üzere sarıh veya zımni kendisine mezuniyet verilen kimsedir. Aynı Kanun"un 450/1.maddesinde de ticari mümessilin, hüsnüniyetli 3.şahıslara karşı müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun namına müessesenin gayesine dahil olan bilumum tasarrufları yapmak selahiyetine haiz sayıldığı belirtilmiştir. Yasada ticari mümessilin iyiniyetli 3.kişilere karşı kambiyo taahhütlerinde bulunacağından söz edilmesinin nedeni, ticari senetlerin niteliklerinden doğmaktadır. Ticari senetlerin, ticari işletme ile olan igilisi, iyiniyetli 3.kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından, ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyiniyetli 3.kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağı öngörülmüştür (HGK"nun 30.01.1980 tarih ve 1979/1692 esas 1980/170 karar).
Ticari vekil ise, BK"nun 453/1.maddesindeki tanıma göre, ticari mümessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin bütün işleri veya muayyen bazı mamelekleri için temsile memur edilen kimsedir.
Ticari mümessilin, bir işletmenin tüm işlerini idare ile görevlendirilmesine ve böylece, işletmenin belirli yetkilere sahip idarecisi niteliğinde olmasına ve adeta işletmenin sahibi imiş gibi işletme konusuna giren tüm işlemleri yapabilme yetkisine sahip bulunmasına karşın, ticari vekilin temsil yetkisi işletmenin olağan işlemleri ile sınırlıdır (HGK"nun 19.04.2006 tarih ve 2006/19-165 E, 2006/213 K.).
Somut olayda, borçlu temsilcisi tarafından O. A.."a verilen vekalet ile adı geçenin ticari mümessil olarak yetkilendirilidği gözetilerek çekteki imzaların O. A.."a ait bulunup bulunmadığı belirlenmeden ve mahkemece alacaklı vekilinin bu konudaki 22.01.2008 tarihli dilekçesindeki itiraz nedenleri değerlendirilmeden sonuca gidilmesi yukarıdan beri açıklanan kurallara ayrı olup, eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.