11. Ceza Dairesi 2019/6924 E. , 2021/3213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, Defter ve belge gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
I.Sanık hakkında defter ve belge gizleme suçu yönünden verilen mahkumiyet kararına karşı sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1-Suçtan zarar gören Maliye Hazinesi’nin davaya katılmasına karar verilmesine rağmen karar başlığında katılan Gümrük ve Muhafaza Memurluğu yazılması,
2-5271 sayılı CMK"nin 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, defter ve belgeleri gizleme suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı halde, hakkında takdiri indirim uygulanarak cezası ertelenen ve engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmaması yasaya aykırı,
II.Sanık hakkında sahte fatura düzenleme suçu yönünden verilen mahkumiyet kararına karşı sanık müdafi ve katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde ise;
Sanık hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suça konu faturaları düzenleyen şirketin ... tarafından adına kurulduğunu, kendisinin şirkette sigortalı olarak çalışacağını bildiğini, müfettişe verdiği ifadede; şirketin kuruluşunda ... ve ... isimli şahısların bulunduğunu, şirkette çaycı olarak çalışmak amacıyla girdiğini, durumu anlayınca evrakları istediğini, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve şirketi kapattığını, sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgisinin bulunmadığını beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1-Dosyada bulunan faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını ve adını verdiği kişilere ait olduğunu söylemesi halinde; sanık ve bu kişilerin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
2-Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ya da ismini verdiği kişilere ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a)Karşıt inceleme raporu düzenlenen mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
b)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
c)Sanığın, ... ve ... hakkında suç duyurusunda bulunup bulunmadığının araştırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
III.Kabule göre de;
1)Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 213 sayılı yasanın 359/b-1 maddesinde ceza miktarının alt sınırının 3 yıl hapis cezası olduğu gözetilmeden sanık hakkındaki temel cezanın “2 yıl hapis cezası” olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
2)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafi ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 30.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.