
Esas No: 2019/4603
Karar No: 2019/18432
Karar Tarihi: 08.10.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/4603 Esas 2019/18432 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalı ...’nın işçisi olarak çalıştığını, hak kazandığı halde ödenmemiş işçilik alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek, ücret, ilave tediye ile bir kısım toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Yargıtayın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Somut uyuşmazlıkta davanın kabulüne dair verilen ilk kararı sadece davalı tarafın temyiz ettiği dikkate alındığında, bozmadan sonra kurulan hükümde bir kısım alacakların ilk karara göre daha yüksek tutarda belirlenmesi doğru olmamıştır.
İlk karara karşı davacı temyiz kanun yoluna başvurmadığından, ilk kararda belirlenen miktarlar itibariyle davalının usûli kazanılmış hakkı mevcuttur. Bu cümleden olarak mahkemece, ilk kararda belirlenen alacak tutarlarından daha yüksek miktarda alacakların belirlenemeyeceğinin gözetilmemesi isabetsizdir.
3-Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizce bilirkişi raporunun yetersiz olduğu gerekçesiyle araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur.
Mahkemece uyulan bozma doğrultusunda yeniden bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulmuş ise de, ilâve tediye alacağı ve toplu iş sözleşmesi ikramiyesi alacakları yönünden yapılan hesap hatalıdır.
İlave tediye alacağı ve toplu iş sözleşmesi ikramiyesi alacağı yönünden bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda ikili bir hesap yapılmış ancak mahkemece “İşverence tanzim edilen ücret bordrolarına göre tahakkuklar” başlığı altındaki tablo dikkate alınarak sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
İlave tediye alacağı ve toplu iş sözleşmesi ikramiyesi alacakları belirlenirken yapılması gereken, bilirkişi kurulu raporunda “Tarafımızca hesaplanan” başlığı altındaki ilk tablolarda belirlenen brüt tutarın netini hesapladıktan sonra belirlenen bu net tutardan, “İşverence tanzim edilen ücret bordrolarına göre tahakkuklar” başlığı altındaki tabloların ikinci sütununda yer alan ödenen ana para miktarını mahsup ettikten sonra varsa bakiye net tutarı hüküm altına almaktan ibarettir. Eksik inceleme ile verilen karar isabetsizdir.
4-Kabule göre de, mahkemece ilâve tediye alacağı ve toplu iş sözleşmesi ikramiyesi alacakları yönünden yapılan netleştirme işlemi de hatalıdır.
Mahkemece bilirkişi kurulu raporunda “İşverence tanzim edilen ücret bordrolarına göre tahakkuklar” başlığı altındaki tablolardaki brüt tutardan, ödenen net tutarın mahsubu sonucu bulunan rakam net kabul edilmiş ve bu tutar tekrar brütleştirildikten sonra bulunan rakam hüküm altına alınmıştır. Burada da yapılması gereken, önce ödenen net tutarlar brütleştirilmeli, sonra brüt tahakkuklardan ödenen brüt tutarlar mahsup edilmeli, varsa kalan bakiye miktar brüt olarak belirlenmelidir. Yapılan hesap kabule göre de hatalıdır.
Anılan hususlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.