13. Hukuk Dairesi 2016/17941 E. , 2018/10111 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki hizmet akdinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle inceleminin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 28.07.2003 tarihinde davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını, 12.05.2009 tarihinde haksız olarak iş akdinin feshedildiğini, tatil günleri ve hafta sonları dahil olmak üzere fazla çalışma yaptığını, maaşı dışında herhangi bir ücret alamadığını, izin ücretlerinin ödenmediğini beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin ücreti olarak toplam 500.00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ıslah dilekçesi ile talebini arttırmıştır.
Davalı, davacının tarım işçisi olarak şirketlerinde çalışırken başka bir şirkette servis şoförü olarak çalışmaya başlaması nedeniyle iş akdini 30.05.2009 tarihinde haklı nedenle feshettiklerini, davacının asgari ücret karşılığında yanlarında çalıştığını beyan ederek dava konusu alacaklarının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının kıdem tazminatına ilişkin talebinin kabulü ile, 3.829.60 TL net kıdem tazminatının akdin feshi tarihi olan 12.05.2009 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ihbar tazminatına ilişkin talebinin kabulü ile, 986.35 TL net ihbar tazminatının 100.00 TL sinin dava tarihi olan 02.10.2009 tarihinden bakiyesinin ıslah tarihi olan 01.11.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazla mesai ücretine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile, 522.52 TL net fazla mesai ücretinin dava tarihi olan 02.10.2009 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının hafta tatili ücretine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile, 681,84 TL net hafta tatili ücretinin dava tarihi olan 02.10.2009 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının yıllık izin ücretine ilişkin talebinin kabulü ile, 915,90 TL net yıllık izin ücretinin 100.00 TL sinin dava tarihi olan 02.10.2009 tarihinden bakiyesinin ıslah tarihi olan 01.11.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Yanlar arasındaki uyuşmazlık 818 Sayılı BK.nun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanmakta olup, Davacının 12.05.2009 tarihinde işten çıkarıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık hizmet aktinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı konusunda toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu"nun "istisnalar" başlığını taşıyan 4/b. Madde ve fıkrasındaki "50"den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde," İş Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu durumda uyuşmazlıkta uygulanacak hükümler davanın açıldığı tarih itibariyle 818 Sayılı Kanun hükümleridir. Davacı"nın istemleri arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili ve yıllık izin ücretleri yer olmaktadır. BK.’nun 344. maddesi’nde, "muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi fesedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli biraskeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, yine BK.’nun 345/1. Maddesi’nde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükmü vazedilmiştir. Mahkemece davacının iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdirildiğinin ispatının davalı işverene ait olduğu, davalı işverence de bu hususun ispat olunamadığı gerekçesi ile taraflar arasındaki hizmet akdinin muhik bir sebep olmadan feshedildiği kanaatine varılmasının, dosyaya taraflarca sunulmuş olan delillerin incelenmesinden, yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yine, BK.nun 329. maddesinde fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup, "Sözleşme ile kararlaştırılmış yada mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu oluyorsa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almaya reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır. İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir." BK.nun 334. maddesine ise, "İşveren işçiye mutat serbest saatler yada günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bütün durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir." BK.nun 340./II. maddesinde ise, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür.
Somut olaya dönülecek olursa; Mahkemece, sözleşmenin davalı tarafından muhik bir sebep olmadan feshedildiği kanaati yerinde olup, işçinin BK.nun 345. maddesinde düzenlenen tazminatı isteyebileceği gözetilmeli, BK.nun 340/II. Maddesinde (2) haftalık bir feshi ihbar süresi düzenlenmiş olduğu için işçinin 2 haftalık ücreti tutarında ihbar tazminatına hükmedileceği, ayrıca BK.nun 329. maddesinde düzenlenen fazla çalışması ispatlandığı taktirde ücretle mütenasip bir miktar kabul edilmeli ve takdiri indirim yapılıp yapılmayacağı da değerlendirilmelidir. Keza hafta tatili ile yıllık izin konusunda da davacının talepleri değerlendirilmeli ve BK.nun 334. maddesi gözetilmeli ve bu konuda davacının tüm delilleri ve davalının da karşı delilleri toplandıktan, gerekirse tanıkların yeniden anlatımlarına başvurulmalı, akabinde uzman bilirkişiden rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının 2. bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.