8. Hukuk Dairesi 2016/1114 E. , 2016/2004 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesat
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesat davasının kısmen reddine ve kısmen kabulüne dair ....Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 17.02.2015 gün ve 269/52 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi bir kısım davalılar vekili ile davalı ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dava konusu Kelmahmut Köyü 231 parsel üzerindeki sondaj kuyusu ve ağaçların müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek söz konusu muhdesatın davacıya ait olduğunun ve faydalı masrafın tespiti isteğinde bulunmuştur
Davalılardan Nuriye ve müşterekleri vekili ile davalılardan Nihat davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen duruşmaya gelmedikleri gibi cevap da vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile... 261 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 43.105,39 TL değerindeki 18 adet elma, 6 adet ayva, 20 adet ceviz, 4 adet vişne, 30 adet kaysı, 4 adet kiraz, 11 adet armut, 2 adet dut, 4 adet şeftali, 2 adet erik, 1 adet malta eriği ile, 2.890,00 TL değerindeki sondaj kuyusunun davacı ..."e aidiyetlerinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku"nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bağşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların
uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 sayılı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re"sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.).
Öğretide ve Yargıtay"ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
Somut olaya gelince; dava konusu muhdesatlar 231 parsel üzerinde olup, keşif de 231 parsel üzerinde yapıldığı halde hükümde parsel numarasının 261 olarak yazılması mahkemesince her zaman düzeltilebilecek nitelikte maddi hata niteliğinde olduğu gözetilerek yapılan incelemede, mahkemece taraflar arasında....Sulh Hukuk Mahkemesi"nde 2011/762 Esas ve 2015/1229 Karar sayılı dava dosyasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında, eldeki davada dava konusu olan muhdesatların üzerinde bulunduğu 231 parselle ilgili feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğine, feragat HMK"nun 309/2.maddesi gereğince yapıldığı anda hüküm ifade ettiğine göre eldeki davanın görülmesinin şartlarından biri olan ortaklığın giderilmesine ilişkin bir dava mevcut değildir. Eldeki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının açılması sırasında varolan hukuki yarar kararın temyiz inceleme tarihi itibarıyla ortadan kalkmıştır. Şu halde Mahkeme hukuki yararın sadece davanın açıldığı tarihte değil, davanın devam ettiği süre içinde de mevcut olmasını arayacağından, usul hukuku yönünden davanın görülmesinde güncel hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekili ile davalı ..."ün temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 786,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve bir kısım davalılara ayrı ayrı iadesine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.