Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2520
Karar No: 2019/6388
Karar Tarihi: 10.12.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/2520 Esas 2019/6388 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı ... tarafından vekâlet görevi kötüye kullanılarak 45361 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların diğer davalılara satıldığı iddia edilerek, tapu iptali ve tescil istemi ile birlikte tazminat talebinde bulunulmuştur. Tazminat istemi kabul edilirken, tapu iptali ve tescil istemi reddedilmiştir. Ancak, davalıların vekilinin duruşmaya katılmadığı ve tarafların sözlü açıklama yapma hakkı verilmeden karar verildiği belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkemenin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184. ve 186. maddelerine uygun şekilde taraflara sözlü yargılama hakkı vermediği ve bu nedenle kararın bozulması gerektiği hükmedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 184. Madde: Tarafların son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapma hakkı.
- HMK 186. Madde: Tarafların mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla yapılacak davetiyeler.
1. Hukuk Dairesi         2017/2520 E.  ,  2019/6388 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.12.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, davalılar ... vd. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı, 45361 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlardaki payının davalı ... tarafından vekâlet görevi kötüye kullanılarak diğer davalılara danışıklı olarak satış suretiyle temlik edildiğini, yapılan işlemlerden haberi olmadığını, satış bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile olmadığı takdirde 5.000,00 TL tazminatın davalı Mürüvvet"ten tahsiline, 28.02.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile tapu iptali ve tescil talebi geçerli olmak üzere terditli tazminat talebi yönünden 107.300,00 TL"nin davalı Mürüvvet"ten tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, öncelikle davacının vesayet altına alınması gerektiğini, satışların davacının bilgisi dahilinde yapıldığını ve satış bedelinin de davacıya ödendiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Terditli tazminat talebi yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; "...davalı ... tarafından davacının kısıtlanmasına ilişkin açılan davanın sonucunun eldeki davada davacının taraf ehliyetini etkileyeceği açıktır. Anılan nedenle,...11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/512 Esas, 2014/1508 Karar sayılı dava dosyasının eldeki dava bakımından bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Hâl böyle olunca; davacının kısıtlanması için açılan davanın eldeki dava açısından bekletici mesele yapılması, sonucuna göre varsa usûli eksikliğin giderilmesi ondan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerektiği.." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda noterde düzenlenen vekâletname kullanılarak vekil tarafından yapılan satışların geçerli olduğu, ancak vekilin satış bedelini davacıya ödediğini kanıtlayamadığı gerekçeleri ile tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalılar vekilinin 07.02.2017 tarihli duruşmaya mazeret dilekçesi gönderdiği, mahkemece, mazeret dilekçesi hakkında herhangi bir karar vermeden davalı yanın yokluğunda, sözlü yargılama için ayrı bir gün belirlenmeksizin karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem taşımaktadır.
    Yazılı Yargılama usulünde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp, açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemlidir.
    Bu ilkeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 184. ve 186. maddelerinde yapılan düzenlemelerle hüküm altına alınmıştır. 6100 Sayılı Hukuk muhakemeleri Kanunu 184. maddesinde açıkça; Hâkimin, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz vereceği, mahkemenin tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini, taraflara tefhim edeceği, yine aynı Kanunun 186. maddesi hükmü ile de; mahkemenin tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği, taraflara çıkartılacak davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkeme de hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususunu bildireceği, mahkemenin sözlü yargılamada tarafların son sözlerini sorarak hükmünü vereceği düzenlenmiş olup, anılan düzenlemeler emredici niteliktedir.
    Somut olayda, söz konusu ilkeler dikkate alınmadan sonuca gidilmiştir.
    Hal böyle olunca, HMK"nın 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi ve taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yasal düzenlemeler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Öte yandan, davacı vekili 08.04.2014 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde ..."ın sehven iki kez yazıldığını, ... ..."ın davalı olarak gösterildiğini unuttuğunu belirterek ... ..."ın davalı olduğunun gözetilmesini istemesine rağmen, bu yönde olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması da isabetsizdir.
    Davalılar vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davalı Mürüvvet Parlakay vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz eden davalı Mürüvvet Parlakay"a geri verilmesine, aşağıda yazılı 13.00.TL bakiye onama harcının diğer temyiz eden davacıdan alınmasına, 10.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi