23. Hukuk Dairesi 2015/1612 E. , 2017/838 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 31.03.2010 tarihinde davalı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini ve istifasının 02.04.2010 tarihli yönetim kurulu kararıyla kabul edildiğini, 2010 yılı bilançosunun kabul edildiği 25.06.2011 tarihli genel kuruldan itibaren yasada öngörülen süreyi beklediğini, çıkma payı alacağının muaccel olduğunu, ödemiş olduğu aidatların iadesi gerektiğini, tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili kooperatifin 25.04.2009 tarihli genel kurulunda, kooperatif üyeliği sona eren ortakların alacaklarının iki yıl içinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, buna göre alacağın henüz muaccel hale gelmediğini savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacının 26.750,00 TL tutarındaki çıkma payı alacağının takip tarihi itibariyle muaccel hale gelmiş olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve %40 icra inkâr tazminatının tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 29.03.2013 tarih ve 965 E., 2004 K. sayılı ilamıyla, davacının istifa ettiği 2010 yılına ait bilanço, gelir gider cetvelleri ve eki belgeler getirtilerek, genel gider payı düşülmemesine ilişkin bir genel kurul kararı ya da bu yönde bir kooperatif uygulamasının daha önce oluşup oluşmadığı hususunda uzman bilirkişiden denetime elverişli yeni bir rapor alınmak suretiyle davacı alacağının hesaplanması, aksi yönde bir genel kurul kararı ya da kooperatif uygulanması bulunmadıkça genel gider payının yasa gereği düşülmesi gerektiği gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davalı yararına bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının ödemiş olduğu aidatların toplam 26.750,00 TL olduğu, bu meblağdan 3.628,68 TL tutarındaki genel gider payı düşülmesi halinde, davacının talep edebileceği toplam miktarın 23.121,32 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile işlemiş faiz ile asıl alacağın 23.121,30 TL’lik bölümüne ilişkin itirazın iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.