Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/988
Karar No: 2022/756
Karar Tarihi: 25.01.2022

Danıştay 6. Daire 2019/988 Esas 2022/756 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/988 E.  ,  2022/756 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2019/988
    Karar No : 2022/756


    TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı - …
    VEKİLİ : Av. …
    2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: İstanbul ili, Pendik ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … sayılı parselde yer alan taşınmazın yürürlükteki imar planında "İlköğretim Tesis Alanı" olarak ayrıldığı halde ayrılma amacına uygun olarak üzerinde herhangi bir işlem yapılmayarak üzerindeki tasarruf hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmaz bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL'nin (Islah edilmiş haliyle 2.357.569,42-TL) yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın kabulü yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 29/11/2017 tarih ve E:2016/13301, K:2017/10108 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak davanın kabulüne, 10.000,00-TL'lik kısmına dava açma tarihi olan 20/02/2015 tarihinden itibaren, 2.347.569,42-TL'lik kısmına da 09/03/2016 ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareler tarafından müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    1- Davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, Mahkeme kararının usul ve hukuka aykırı olduğu, bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    2- Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, ilgili mevzuat hükümleri gereği 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının ilçe belediyeleri tarafından yapıldığı ve bu planlar doğrultusunda kamu hizmetine ayrılan taşınmazların yer aldıkları fonksiyona göre sorumlu kurumlar tarafından kamulaştırma işlemine tabi tutuldukları, bu doğrultuda dava konusu taşınmazın kamulaştırılması sorumluluğunun Milli Eğitim Bakanlığı'nda olduğu; öte yandan, Mahkeme Kararında terkin ve tescile ilişkin bir açıklık olmadığı, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı incelemeye dayalı oluşturulduğu belirtilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Davalı Milli Eğitim Bakanlığı'nın temyiz isteminin süre yönünden reddi; Mahkeme kararının, dava konusu taşınmazın bir kısmının yol olarak kullanılması nedeniyle davanın adli yargının görevine girdiği gerekçesiyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Davacının da hissedarı olduğu, "İstanbul ili, Pendik ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … sayılı parsel"de yer alan taşınmazın yürürlükteki imar planında "İlköğretim Tesis Alanı" olarak ayrılmış, ancak taşınmaz üzerinde uzun yıllardır imar planında ayrıldığı fonksiyon doğrultusunda herhangi bir işlem yapılmamış, davacının idareye kamulaştırma için yaptığı başvuruların da sonuçsuz kalması üzerine, tasarruf hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmaz bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL'nin (Islah edilmiş haliyle 2.357.569,42-TL) yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Davalı Milli Eğitim Bakanlığının Temyiz istemi yönünden;
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 48. maddesinin 6. fıkrasında; "Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde kararı veren; merci tarafından verilecek yedi günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, ilgili merci, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren merci, temyiz isteminin reddine karar verir. İlgili merciin bu kararları ile bu maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir." hükmü getirilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden; temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının davalı Milli Eğitim Bakanlığı İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü daimi evrak memuruna 30/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesi gereğince 30 günlük temyiz süresinin hafta sonu tatiline denk gelmesi nedeniyle 31/12/2018 Pazartesi günü sona erdiği, ancak bu süre geçtikten sonra 20/05/2019 tarihinde kayda giren dilekçe ile temyiz isteminde bulunulduğu anlaşıldığından, davalı Milli Eğitim Bakanlığı'nın temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle incelenme imkanı bulunmamaktadır.
    Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın temyiz istemi yönünden;
    2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun ''İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı'' başlıklı 2. maddesinin değişik 1. numaralı bendinde; ''a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.'' idari dava türleri olarak sayılmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının 3. bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; aynı Kanunun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların görev yönünde reddine karar verileceği belirtilmiştir.
    Uyuşmazlıkta öncelikle dava konusu taşınmaz üzerindeki el atmanın niteliğinin tespiti gerekmektedir. Taşınmaza fiili ya da hukuki olarak el atılması durumunda gerek yargı yolu gerekse yargı yolunda yapılacak değerlendirmeler farklılık arz etmektedir.
    Taşınmaza idare tarafından fiili olarak el atılmış olması halinde görevli yargı yolunun belirlenmesine ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 06.04.2015 tarihli, E:2015/223, K:2015/238 sayılı kararında"Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
    Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

    Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
    Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” gerekçesine yer verilmiştir.
    Bir bütün olan taşınmazın tamamı açısından fiili el atmanın varlığı kabul edilerek değerlendirmenin bu şekilde yapılması gerekmektedir. Fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın ise özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olacaktır.
    Dosyanın incelenmesinden, Mahkemenin hükme dayanak yaptığı 18/02/2016 tarihli bilirkişi raporunun "Değerlendirme ve Sonuç" başlıklı kısmında; dava konusu parselde yer alan taşınmazın 16/05/2008 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Pendik Merkez Revizyon Uygulama İmar Planı'na göre kısmen 'İlköğretim Tesis Alanı', Kısmen de "Yol Alanında" kaldığı, bununla birlikte dava konusu 5182 m2 yüzölçümlü taşınmazın 1698 m2'lik kısmına yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı ve bu kısımla ilgili olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyası ile Pendik Belediye Başkanlığı aleyhine tazminat kararı verildiği, bu nedenle değerlendirmenin taşınmazın geriye kalan 3484 m2'si ile ilgili değerlendirme yapılacağının belirtildiği görülmüştür.
    Bu durumda dava konusu taşınmazın bir kısmına yol yapılmak suretiyle fiili el atma söz konusu olduğundan, yukarıda verilen Uyuşmazlık Mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olacağından, davanın kabulüne ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.


    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın temyiz isteminin kabulüne, Milli Eğitim Bakanlığı'nın TEMYİZ İSTEMİNİN SÜRE AŞIMI YÖNÜNDEN REDDİNE,
    2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın temyiz istemi yönünden BOZULMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 25/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi