17. Hukuk Dairesi 2016/11617 E. , 2019/4889 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; 04/04/2011 tarihinde davalılardan ..."ın sevk ve idaresindeki, davalı ...adına kayıtlı ve ...Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın davacının da içinde bulunduğu .... Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı araca çarpması sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 120.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte -sigorta şirketleri poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... Sigorta A.Ş. Vekili; davalı şirketin sorumluluğunun maddi tazminat ve poliçe limiti ile sınırlı tutulması gerektiğini, manevi tazminat talebinin teminat kapsamında olmadığını, davacı yanın başvurusu olmadığından davalı şirketin temerrüte düşmediğini ve faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... vekili; davalının sürücünün kusuru oranında ve poliçe teminat limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu ve manevi tazminat talebinin ise ZMMS poliçe kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davalının aracın sürücüsü olmadığını ve bu nedenle davalı yönünden husumet yokluğu sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 04/06/2014 havale tarihli dilekçe ile; HUMK 124/4 maddesine göre davalı taraf olarak bildirmiş oldukları ..."ın araç sürücüsü olmadığını ve aracın sürücüsünün ... olduğunu tespit ettiklerini belirterek taraf değişikliği talebinde bulunulduğu bildirmiştir.
Davalı ...; şahsına ait olduğu ileri sürülen aracın sürücüsünün hiçbir kusuru bulunmadığını ve davayı kabul etmediğini belirtmiş, diğer davalı ... davaya karşı cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Davacı vekili 11/06/2015 tarihli celsedeki beyanında; ... ilişkin davadan vazgeçtiklerini, maddi tazminat yönünden de davadan feragat ettiklerini ve sadece ... yönünden manevi tazminata ilişkin davalarının devam ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, maddi tazminat davasının feragat sebebiyle reddine, manevi tazminat davasının davalı ... yönünden vazgeçme sebebiyle reddine, davalı... Sigorta A.Ş., ... Sigorta A.Ş. ve...yönünden davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine, davalı ... yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 04/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde
edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar, davacının yolcu olup kusursuz oluşu, yaşı ve %45,2 maluliyet oranı dikkate alındığında, davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.