14. Hukuk Dairesi 2016/16000 E. , 2019/6901 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20/05/2015 gününde verilen dilekçe ile terekenin TMK"nin 612. maddesi gereğince iflas hükmüne göre tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi talebine ilişkindir.
Davacı vekili, muris ...’in 17.05.2014"te vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak eşi ..., çocukları ... ve ...’in kaldığını, tüm mirasçıların Mersin 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/779 Esas, 2014/1216 sayılı Kararla mirası gerçek redde bulunduklarını, murisin davalıya 10.03.2013 tanzim, 20.03.2014 vade tarihli 80.000,00TL bedelli bonodan 45.000,00TL borcunun bulunduğunu, mirasçıları aleyhine Mersin 4. İcra Dairesinin 2014/5531 sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus icra yoluyla takip başlattıklarını, mirasçıların şikayeti üzerine Mersin 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/301 Esas, 2014/398 sayılı Kararında şikayetin kabulüyle Mersin 4. İcra Dairesinin 2014/5531 sayılı takibin iptaline karar verildiğini, muris ...’in terekesinin TMK’nin 612. maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesini talep etmiştir.
Mirasçılar ... ve ... duruşmadaki beyanlarında mirası reddettiklerini, muristen kalan hiçbir mal varlığının olmadığını bildirmişlerdir.
Mirasçılar vekili duruşmadaki beyanında, davada hukuki yarar bulunmadığını, söz konusu icra takibinde davalılar tarafından itiraz sonucunda icra takiplerinin durduğunu, itirazın iptali davası açılmadan böyle bir yola gidilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile muris ..."in terekesinin TMK 612, İİK 108 vd. ile 208 ve tüzüğün 52. maddelerine göre iflas hükümlerince tasfiyesine, karar kesinleştiğinde resmi tasfiyenin ilanına, tasfiye memuru olarak mahkeme yazı işleri mürünün resmi tasfiye memuru olarak tayinine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vd. vekili temyiz etmiştir.
Muris ... 17.05.2014’te vefat etmiş, en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından miras reddolunmuştur.
TMK"nun 612. maddesi "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, murisin ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır.
Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "Terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır.
Muris ...’in 17.05.2014 tarihinde ölümüyle, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından TMK"nin 605/1, 609. maddelerdeki prosüdüre uygun olarak mirası reddolunduğundan; burada uygulanacak tasfiye usulü, "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulüdür. İİK"nun 180. maddesi; reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (m. 208-256) hükümlerine göre; ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır. Öyleyse, mahkemece iflas masası teşkil edilip (m. 208), iflas dairesi oluşturulması, iflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verildikten (m. 208/3) sonra seçilecek tasfiye yöntemine göre gerekli işlemlerin yapılmasının izlenmesi, terekeye (masaya) dahil hiçbir malvarlığı bulunmaz ise, iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilip, bu hususun ilan edilmesi (m. 217), bu ilanda tereke alacaklıları tarafından otuz gün içinde iflasa müteallik muamelelerin tatbikine devam edilmesinin istenmemesi halinde iflasın kapatılacağının açıkça yazılması (m. 217); en son olarak da yürütülecek işlemlerin sonucuna göre iflasın kapanmasına (m. 254) karar verilebileceği gözönüne alınmalıdır.
Somut olayda; mahkemece muris ...’in 17.05.2014"te vefat ettiği, geriye mirasçı olarak eşi ..., çocukları ... ve ...’in kaldığı, en yakın yasal mirasçıların Mersin 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/779 Esas, 2014/1216 sayılı Kararla mirası gerçek redde bulundukları, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi talebiyle açılan davada en yakın yasal mirasçılarının tamamının davalı olması gerektiği dikkate alınıp murisin mirasçılarından ...’in davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken, davada taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, murisin en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından mirasın reddedilmiş olması; mirasın, mirasçılık sıfatının murisin ikinci zümre yakınları olan kardeşleri ..., ... ve annesi ...’e geçmesi anlamına gelmeyeceğinden anılan davalıların da bu davada pasif husumet ehliyeti yoktur. Bu sebeple anılan davalılar aleyhine açılan davanın pasif husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu duruma da dikkat edilmemiştir.
Kabule göre de, .... Mahallesi, 301 ada 396 parsel sayılı taşınmaın 1/4"ünün muris adına kayıtlı olduğu, murisin adına kayıtlı 33 DE 269 plakalı araç sebebiyle ... Vergi Dairesine 688,59TL MTV borcu bulunduğunu anlaşılmaktadır. Mahkemece, müteveffaya ait taşınmaza ve araca değer tespiti yapılmasından sonra borcunu karşılayıp karşılamayacağı tespit edileceği gerekçesiyle murisin mirasının tasfiyesine karar verildiği anlaşıldığından yukarıda belirtilen yasal hükümlerin yerine getirildiği söylenemez.
Mahkemece, öncelikle davada taraf teşkili sağlanmalı, sonrasında ise iflas dairesi oluşturularak terekenin defterinin tutulması ve murisin kayden ve irsen taşınmaz maliki olup olmadığının usulünce araştırılması, borçlarının tespit edilmesi, iflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verilerek seçilecek yönteme göre işlemlerin yapılması; terekeye (masaya) dahil hiçbir malvarlığı bulunmaz ise, iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilip, bu hususun ilan edilmesi (m. 217), bu ilanda tereke alacaklıları tarafından otuz gün içinde iflasa müteallik muamelelerin tatbikine devam edilmesinin istenmemesi halinde iflasın kapatılacağının açıkça yazılması (m. 217) gerekirken, anılan hususlar yerine getirilmeksizin eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.