Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5290
Karar No: 2016/262
Karar Tarihi: 19.01.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5290 Esas 2016/262 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, Borçlar Yasası'nın eser sözleşmesiyle ilgili maddelerine göre iş bedeli alacağı için yapılan icra takibine itiraz etmişti. Sulh Hukuk Mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve davalının itirazını iptal etmişti. Ancak Yargıtay, mahkemenin kararının usulî kazanılmış hakka aykırı olduğunu, yemin delilinin eksik değerlendirildiğini ve harç konusunda hatalı bir değerlendirme yapıldığını belirterek kararı bozmuştur. Yargıtay kararına göre, Borçlar Yasası'nın eser sözleşmesiyle ilgili maddeleri, Harçlar Kanunu'nun 20 ve 21. maddeleri ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi bu dava için önemli kanun maddeleridir.
15. Hukuk Dairesi         2015/5290 E.  ,  2016/262 K.

    "İçtihat Metni"



    Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, zaman bakımından sözleşme, takip ve dava tarihine göre uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Yasası"nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2011/9983 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptâli ile takibin 5.958,12 TL asıl alacak ile işlemiş faiz toplamı olan 6.275,25 TL üzerinden devamına, 5.958,12 TL Asıl alacak için takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %9 faiz uygulanmasına icra inkâr tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 15.04.2013 tarih, 2013/1147 Esas, 2013/2738 Karar sayılı kararı ile bozulmuş ve mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğar. Usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgilidir (09.05.1960 Tarih, 21-9 sayılı YİBK). Usulî kazanılmış hak ilkesinin istisnaları da vardır. Bu istisnalar hakimin kendiliğinden gözetmesi gereken kamu düzenine ilişkin hallerde söz konusu olup, öğretide ve Yargıtay kararlarında da benimsendiği üzere açık maddi hata, geriye etkili kanun değişikliği, görev kuralına aykırılık, sonradan çıkan içtihadı birleştirme kararı
    bulunması, hak düşürücü süre, harç, tefhim edilen kısa kararın varlığı ve kesin hüküm bu istisnalar arasındadır. Görev, tefhim edilen kısa karar ve sonradan çıkan içtihadı birleştirme kararı bulunması halinde usulî kazanılmış haktan söz edilemeyeceği konusunda içtihadı birleştirme kararları da bulunmaktadır. Bozma ilâmında davalı tarafın yapmış olduğu ödeme tutarları saptanarak tespit edilecek iş bedelinden bu ödemelerin mahsup edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, uygulanması gereken bir istisna da bulunmadığı halde usulî kazanılmış hakka aykırı olarak bu yönde bir araştırma ve değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır.
    Yemin delili 6100 sayılı HMK"nın 225 vd. maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.04.2010 tarih 2010/6-153 Esas, 2010/232 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “yemin teklifini ispat yükü kendisine düştüğü halde iddiasını veya savunmasını başka delillerle ispat edememiş taraf yapar. Bu halde, ilk önce diğer delillerin incelenmesi ve bunlar ile iddia veya savunma ispat edilememişse ancak bu takdirde yemin deliline başvurulması gerektiği kuşkusuzdur. Eş söyleyişle, diğer delilleri ile birlikte yemin delilini de bildirmiş olan taraf, diğer delillerle iddia veya savunmasını ispat edemezse, o zaman kendisine yemin teklifi hakkı kullandırılmalıdır. Kuşkusuz, kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.” İddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için yemin deliline dayanılmış olması da gerekir. Somut olayda davalı taraf cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olmasına rağmen davalı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılmaması da doğru olmamıştır.
    492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 20. maddesine göre icra takibinde takipten sonra işleyecek faizler, harcın hesabında nazara alınmaz. Bunun karşı anlamı ise talep edilen takibe kadar işlemiş olan faizin harca tabi olduğudur. Bu durumda icra dosyasında alınacak harç miktarı da asıl alacak ve takibe kadar işlemiş faiz miktarının toplamına göre belirlenmelidir. Bu talepler itirazın iptâli davasına konu olursa icra dosyasında yatırılan peşin nispi harcın mahsubu istenerek kalanı yatırılmak suretiyle dava açılabilecektir. Harçlar Kanunu 21. maddede sözü edilen tarifede, mahkemeye açılan davada konusu belli bir değerle ilgili davalarda dava konusu miktarda üzerinden harç alınacağı belirtilmiş olup bunun sonucu olarak miktarı belirtilerek işlemiş faiz istenmemiş olsa da dava tarihinden daha önceki bir tarihten başlamak üzere faiz uygulanması talep edilmiş ise bu talep nedeniyle harç alınmayacaktır. İtirazın iptâli davası ise icra takibine bağlı dava olduğu için alınacak peşin harç konusunda 20 ve 21. maddenin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden dava konusu edilen ve icra takibinde harç yatırılması gereken işlemiş faiz miktarının da peşin nispi harca tabi olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda itirazın iptâli davasında asıl alacak miktarına göre harç yatırılmış ise sadece bu miktar için dava açılmış olduğu anlaşılmalıdır. Harç yatırılan miktara rağmen işlemiş faiz veya asıl alacak yönünden bir ayırım yapılmaksızın itirazın iptâli ve takibin devamı istenmiş olsa bile bu talebin harcı yatırılarak
    dava açılmış olan asıl alacak miktarıyla sınırlı bir talep olduğu kabul edilmelidir. Somut olayda davaya konu icra takibinde talep edilen asıl alacak 7.080,00 TL, işlemiş faiz 398,03 TL olup açılan davada harca esas değer 7.080,00 TL gösterilmiş ve bu miktar üzerinden nispi harç yatırılmıştır. Bu durumda icra dosyasında takip tarihine kadar işlemiş faiz olarak istenen miktar itirazın iptâli davasına konu edilmemiştir. 6100 sayılı HMK"da taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup 26. maddeye göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. Maddede düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde dava konusu edilmemiş olan işlemiş faize karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    Belirtilen nedenlerle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi