18. Ceza Dairesi 2019/2372 E. , 2019/10603 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 123/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/10/2017 tarihli ve 2015/78 esas, 2017/606 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2016/3150 esas, 2016/3353 karar sayılı ilâmında, "Kesinleşen bir hüküm, ancak yargılamanın yenilenmesi veya sonradan yürürlüğe giren ve sanık lehine olan kanun gereğince uyarlama yapılması veya Yargıtay tarafından kanun yararına bozulması ya da kanunun açık bir hükmü gereğince değiştirilebilir. Böyle bir durum olmadan, mahkemenin daha önce verdiği hükmü değiştirmesi ya da ortadan kaldırıp yeni bir hüküm kurması halinde, hukukî geçerliliği olmayan bu hüküm yok hükmündedir" şeklindeki açıklamalara nazaran, kişilerin huzur ve sükununu bozma ve hakaret suçlarından sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine dair Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/06/2018 tarihli ve 2015/78 esas, 2017/606 sayılı ek kararı hükümlerinin yok hükmünde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında müştekiye karşı,
22/09/2014 tarihinde tehdit ve hakaret suçlarını işlediğinden bahisle Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 16/04/2015 tarihli ve 2015/12803 soruşturma, 2015/4001 esas, 2015/3974 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılması üzerine, yapılan yargılama sonucunda anılan dosyanın Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/78 esasına kayıtlı dosya ile birleştirilmesine dair Büyükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/02/2016 tarihli ve 2015/288 esas, 2016/49 sayılı kararının verildiği,
22/01/2015 tarihinde tehdit ve hakaret suçlarını işlediğinden bahisle Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 19/03/2015 tarihli ve 2015/8583 soruşturma, 2015/2717 esas, 2015/2694 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılması üzerine, yapılan yargılama sonucunda anılan dosyanın Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/78 esasına kayıtlı dosya ile birleştirilmesine dair Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2015 tarihli ve 2015/504 esas, 2015/376 sayılı kararının verildiği,
24/01/2015 tarihinde tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarını işlediğinden bahisle Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 28/01/2015 tarihli ve 2015/2507 soruşturma, 2015/784 esas, 2015/781 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılmasını müteakip, Büyükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/78 esasına kayıtlı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında, yukarıda bahsedilen diğer dosyalara ilişkin birleştirme kararlarından evvel müştekinin anılan mahkemeye hitaben yazmış olduğu 23/02/2015, 24/03/2015 ve 02/04/2015 tarihli dilekçeleri ile şikâyetinden vazgeçmesini takiben sanığın da 20/07/2015 tarihinde talimat mahkemesince alınan savunmasında şikâyetten vazgeçmeyi kabul ettiği, ancak müştekinin Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2015 tarihli ve Büyükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/02/2016 tarihli birleştirme kararlarından sonra 26/09/2016 tarihinde talimat mahkemesince alınan ifadesinde şikâyetçi olduğunu beyan etmesini müteakip mahkemesince birleşen dosyalardaki eylemleri de nazara alınarak sanığın tehdit, hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmakta ise de;
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu yönünden yapılan incelemede, mağdurun kovuşturma aşamasında şikâyetinden vazgeçmesi nedeniyle artık şikâyetten vazgeçmeden vazgeçme de olamayacağından kovuşturulması şikâyet şartına tâbi olan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık hakkında açılan kamu davasının, 5237 sayılı Kanun"un 73/4-6 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümlerde belirlenen yeni hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nın 125/1. maddesinde: “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” şeklinde hakaret suçunun tanımlandığı,
TCK’nın 131. maddesinde: “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.” şeklinde düzenleme bulunduğu, buna göre, hakaret suçunun da kanun yararına bozma yoluna konu edilen kişilerin huzur ve sükunu bozma suçu gibi takibinin şikayete bağlı olduğu, inceleme konusu somut olayda, mağdurun sanık hakkında şikayetten vazgeçtiğini ifade eden, 24/03/2015, 02/04/2015 ve 20/07/2015 havale tarihli dilekçeleri karşısında; bu suç bakımından da, sanığın 20/07/2015 tarihli celse de şikayetten vazgeçmeyi kabul etmesi de değerlendirilerek düşme hükmü kurulması gerekirken mağdurun şikayetten vazgeçmeden döndüğü 26/09/2016 tarihli beyanı gözetilip sanığın mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2- Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 17/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.